KKKA 22 yılda 819 kişinin ölümüne yol açtı
Türkiye’de 2002 yılından itibaren Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı nedeniyle 17 bin 132 vaka görüldü, bunlardan 819’u hayatını kaybetti
Türkiye’de 2002 yılından itibaren Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı nedeniyle 17 bin 132 vaka görüldü, bunlardan 819’u hayatını kaybetti
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte hava sıcaklıkları yükselmeye devam ediyor. Sıcakların yükselmesi birçok hasta grubu için yeni riskler oluşturuyor. Kalp hastaları, sıcak havaların en çok olumsuz etkilediği hasta gruplarından biri olarak öne çıkıyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Aziz Günsel, hava sıcaklığının artması nedeniyle kalp hastalarının karşı karşıya kalabileceği risklerle ilgili uyarılarda bulundu
Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr –Yüzyıllar önce Avrupa’nın sokaklarını ölüm sessizliğine bürüyen, kasabaları haritadan silen o kara hastalık: Bubonik veba, Orta Çağ’ın karanlık sayfalarından çıkarak bir kez daha gündeme geldi. Bu kez adres İç Moğolistan. 7Ağustos 2023’te, Moğolistan sınırlarında veba yeniden ortaya çıktı. Kayıtlara geçen vakadan sadece dört gün sonra, aynı ailenin iki ferdi daha (hastanın eşi ve kızı) benzer semptomlarla hastaneye kaldırıldı. Üstelik bu, yalnızca bir geri dönüş değil, tarihte ilk kez insandan insana bulaş ihtimali net şekilde kayda geçti.Peki ne oluyor? Yüzyıllar önce 25 milyon insanın ölümüne yol açan bu hastalık gerçekten geri mi döndü?
Çin, birkaç yıl önce yine benzer bir salgın riskiyle karşı karşıya kalmıştı. Ancak bu kez tablo daha tedirgin edici. Çünkü vakaların yalnızca İç Moğolistan’la sınırlı kalmadığı, Rusya sınırına yakın bölgelerde de yayılımın sürdüğü belirtiliyor. Yetkililer şimdilik durumun kontrol altında olduğunu söylüyor ama bir Orta Çağ kabusunun yeniden gündeme gelmesi, toplumda ister istemez “Yeni bir pandeminin eşiğinde miyiz?” sorusunu doğuruyor.Biz de merak edilenleri uzmanlara sorduk:Bubonik veba nedir? Nasıl bulaşır? Tekrar küresel bir tehdit haline gelebilir mi?
BİR AİLENİN TAMAMI VEBAYA YAKALANDI
7 Ağustos 2023’te, İç Moğolistan bölgesinde tespit edilen Bubonik veba vakasında sadece 4 gün içinde iki ek vaka ortaya çıktı.Moğolistan’daki yerel yetkililer, veba salgınını kontrol altına almak için hızla harekete geçti. Enfekte kişilerle yakın temasta bulunan kişiler için derhal karantina önlemleri uygulandı. Bu önlemler, olası herhangi bir bulaşmayı durdurmayı ve izole temasların erken hastalık belirtileri açısından dikkatli bir şekilde izlenmesini sağlamayı amaçlıyordu. Neyse ki temaslar arasında alışılmadık semptomlar bildirilmedi, bu da enfeksiyonun hızla yayılma riskinin düşük olabileceğini gösterdi. Hastalığın ülke çapında yayılmaması için alınan önlemler hakkında ayrıntılı bilgiler sınırlı olsa da, İç Moğolistan bölgesinin geçmişte Bubonik veba salgınlarını dönem dönem yaşadığını belirtmekte fayda var.
DAHA ÖNCE ÇİN’DE DE GÖRÜLDÜ
Son yıllarda dünyada görülen diğer Bubonik veba vakalarının haritada Çin’i işaret ettiği görüldü. Çin hükümeti durumu yönetmek ve hastalığın daha fazla yayılmasını önlemek için katı tedbirler almıştı. Bu tedbirler arasında yakın temasları izole etmeyi, veba taşıyabilecek hayvanların avlanması ve tüketilmesine kısıtlamalar getirmeyi ve halkı şüpheli vakaları bildirmeye teşvik etmeyi içeren 3. seviye bir uyarı uygulamak vardı. Yıllar önce Çin’de görülen vakalar da önlemler doğrultusunda kontrol altına alınmıştı. Ancak günümüzde Bubonik veba birçok ülkede yaygınlığını hâlâ sürdürüyor, en yaygın olanları ise Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Madagaskar ve Peru. Bu bölgelerde vebaya yakalanan kişiler genellikle 3 ile 7 günlük bir kuluçka döneminden sonra gribe benzer semptomlar geçiriyor. Bu semptomlar arasında ateş, titreme, vücut ağrıları, halsizlik, kusma ve mide bulantısı yer alıyor.
‘TEDAVİ EDİLMEZSE ZATÜRREYE ÇEVİREBİLİR’
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Prof. Dr. FundaTimurkaynak, “Bubonik veba, Yersinia Pestis bakterisinin neden olduğu akut, ağır bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın en sık görülen şekli olan bubonik veba bakteri alındıktan 2-6 gün sonra titremeyle yükselen ani ateş, başağrısı, kas ağrısı gibi özgül olmayan bulgularla ile başlar, ardından lenf bezlerinde ağrılı şişme gelişir. Bu aşamada tedavi edilmez ise kana karışarak sepsis ya da akciğerde zatürreye neden olabilir“ cümleleriyle açıklamasına başladı. Hastalığın genellikle ‘yersinia pestis’ bakterisini taşıyan pirelerin insanları ve hayvanları ısırması ile bulaştığını söyleyen Prof. Dr. Timurkaynak, “Ayrıca hasta olan insandan insana ve enfekte olan hayvanla temas eden insana da bulaş mümkündür. Tedavisinde antibiyotikler ve destek tedavi uygulanır“ dedi.
İç Moğolistan’daki vakaların insandan insana bulaşmasını değerlendiren Prof. Dr. FundaTimurkaynak, “İnsandan insana bulaş veba zatürresi geçiren hastaların öksürük sırasında havaya yayılan damlacıkların solunmasıyla oluyor“ açıklamasında bulundu.
KEMİRGENLERE VE EVCİL HAYVANLARA DİKKAT!
Nadir de olsa dünyanın birçok yerinde Bubonik veba gibi Orta Çağ hastalıklarının görülüyor olması dönem dönem büyük bir tehlike olarak yorumlanıyor. Peki Bubonik veba hangi durumlarda ortaya çıkıyor? Prof. Dr. Timurkaynak konuyu şu ifadelerle açıklığa kavuşturdu:
“Mikrobu taşıyan kemirgen kontrolü iyi olmayan, düşük hijyen koşullarının olduğu yaşam hastalık bulaşının devamına neden olur. Kemirgenlerin ısırığına ya da çıkartılarına maruz kalınan, evcil hayvanlarda pirenin var olduğu ortamlar, kalabalık yaşam hastalığın yayılmasını kolaylaştırır.”
Vebanın insana sadece zatürre olan hastaların solunum sekresyonları yoluyla bulaştığını, bu nedenle hasta kişiden yakın çevresine bulaş, küçük kümelenme şeklinde salgınlara neden olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Timurkaynak, “Veba, Orta Çağ’da pandemi yapmış, ‘Kara Ölüm’ olarak isimlendirilmiş bir hastalıktır. Ancak günümüzde hastalığın erken tanısı, tedavisi ve etkin korunma önlemleriyle pandemi şeklinde görülmesi beklenmiyor” diyerek açıklamasını noktaladı.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan sıcaklık ve nem, özellikle yaşlı kişiler ile kalp hastaları için ciddi sağlık risklerini beraberinde getiriyor. Uzmanlar, bu gruptaki vatandaşların sıcak havalarda mümkün olduğunca dışarı çıkmaması, bol sıvı tüketmesi ve serin ortamlarda bulunması gerektiği konusunda uyarıyor
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Onur Yıldırım, hipertansiyonun genç yaşlarda da görüldüğünü söyleyerek, “Hipertansiyon dünyada en sık görülen hastalıklardan biridir. Genellikle yaşlılık hastalığı olarak bilinse de genç yaşlarda da görülür. 40 yaşın altında görülen hipertansiyona genç yaşta ortaya çıkan hipertansiyon denir. 40 yaşın altında görülme oranları yaklaşık yüzde 9 ile yüzde 22 arasındadır” dedi
Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte artan havuz kullanımına dikkat çeken Prof. Dr. Alper Şener, havuzun yanı sıra akarsu yataklarında serinlemeye çalışanlara da uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Şener, “Bakteriyel ve paraziter enfeksiyonlar ölümcül olabilir. Bu sularda yaşayan bazı parazitler burundan girerek beyne ulaşabiliyor” dedi
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ömer Tamer Doğan, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla ilgili aşı çalışmaların İsveç’te devam ettiğini belirterek, “İsveç’te aşının Faz-1 çalışmaları devam ediyor. Faz-2 çalışmalarına geçildiğinde bu çalışmalar Sivas’ta da yapılacak. Faz-2 çalışmalarından sonra aşının devreye girmesini bekliyoruz” dedi