Hollanda’da bir şekerleme markasının ürünlerinde uyuşturucu tespit edildi
Almanya merkezli bir şekerleme markası, Hollanda’da satışa sunulan bazı ürünlerinde uyuşturucu izine rastlanmasının ardından ülkedeki tüm stoklarını tedbir amaçlı geri çağırdı
Almanya merkezli bir şekerleme markası, Hollanda’da satışa sunulan bazı ürünlerinde uyuşturucu izine rastlanmasının ardından ülkedeki tüm stoklarını tedbir amaçlı geri çağırdı
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürü Doç. Dr. Muhammed Emin Demirkol, ‘Dumansız Türkiye’ vizyonu kapsamında sigara denetimlerine ilişkin, “Emniyet Müdürlüğümüzün ve kolluk kuvvetlerimizin de desteklediği bir ekiple bu denetimler pasif maruziyetten kaçınma ve kapalı alanda sigara içme ihlalinin ortadan kalkması için yoğun çalışıyorlar. Bu kapsamda sadece 2025 yılı içerisinde çapraz denetimlerde 4 bine cezai müeyyide uygulandı. Bu denetimde daha da hassas olduğumuz konu; artık içen bireye de ceza uygulama, yani bireysel cezanın da işletmeyle beraber uygulanacağını tekrar hatırlatmak istiyoruz” dedi
Kız çocuklarında omurga daha hızlı büyüyor
Kız çocuklarında erkek çocuklarından farklı olarak 9. ve 10. yaşlardan sonra hormonların etkisiyle kemikler uzamaya, kemik kitlesi artmaya ve kaslar kalınlaşmaya başlar. Bu hızlı büyüme dönemi ortalama 14-15 yaşına kadar devam eder ve bu dönemde eklem ve kemik ağrıları olarak görülebilir. Kimi zaman özellikle geceleri ortaya çıkan sırt ve uzun kemik ağrıları nedeni ile ilaç kullanılması gerekebilir. Bu dönemdeki hızlı boy uzaması duruş ve oturuş bozukluklarına ve bazen kalıcı şekil bozukluklarına neden olabilir. Bu durumun önlenmesinde düzenli yapılan spor koruyucu rol oynar ve omurga sistemini düzenler.Kimi zaman göğüslerin büyümesi ve utanma duyusu ile beraber öne eğik oturup saklama eğilimi de görülebilir. Psikiyatrik yardım alınması bu durumlarda faydalı olacaktır. Diğer yandan bu tür şikayetlerin altından omurgada skolyoz olabileceği göz önünde bulundurularak, ailenin gözleminde omuz asimetrisi ya da duruş bozukluğu fark edilmesi ya da uzun süreli ve inatçı omurga ağrıların varlığında omurga sisteminin radyolojik olarak görüntülenmesi faydalı olacaktır. Çekilen direk röntgenler kemik yapısı, kalitesi, olası doğumsal veya sonradan kazanılmış anormallikler konusunda bilgi verir. Yirmili yaşlara kadar kemik uzaması devam etse de kızlarda daha erken sonlanacaktır.
Çalışma hayatı ağrıları da beraberinde getiriyor
Teknolojinin gelişimi ile daha az hareket eden toplumlar haline gelmek bir çok sorunu da berberinde getirmektedir. 20’li yaşlarla birlikte çoğu birey çalışma hayatına atılmakta ve uzun saatler masa başında vakit geçirmektedir. Günün yaklaşık 8 saatini bu şekilde geçiren kadınlarda bir süre sonra hareketsizliğe bağlı boyun ve sırt ağrıları ortaya çıkar. Bunun çözümü, sık kısa mola vermek, masa başı egzersizleri yapmak, haftada en az 3-4 gün ortalama 1 saat civarında yürüyüş yapmak ya da yüzme benzeri sporlar yapmaktır. Burada önemli olan, bu tür aktiviteleri uzun süreli ve istikrarlı olarak devam edilmesi ve hayatın bir parçası haline getirilmesidir.
Kadınlarda 20’li yaşlarda risk artıyor
Kadınların bir kısmı ilk hamileliklerini 20’li yaşlarda yaşayabilir. Özellikle ağırlık artışının en fazla olduğu son 3 ayda, annelerde bel ve sırt ağrıları ön plana çıkar. Bu dönem annenin tüm vücut sınırlarının sonuna kadar zorlandığı metabolizmasının, hormonal ve ruhsal dengesinin tamamen değiştiği, ruhsal ve fiziksel her türlü desteğe ihtiyacı olduğu bir dönemdir. Bu dönemde annenin iç huzuru, çok ağır olmayan ancak tamamen hareketsiz kalmadan yapacağı düzenli fiziksel aktiviteler, doğum sırasında anneyi ve sonrasında çocuğunun sağlığını olumlu etkileyecektir. Bu egzersizler günlük bir saat sakin bir çevrede yürüyüşler, mümkün olursa yüzme veya spor salonunda uygun egzersiz programları şeklinde olabilir. Özellikle çalışma hayatı yoğun olan annelerde emzirme ve bebeğe bakım vermenin de etkisi ile genel yorgunluk, uykusuzluk ve omurga ağrıları yoğun yaşanabilir.
30’lu yaşlarda omurga ağrıları daha belirgin oluyor
30’lu yaşlarla birlikte nispeten durağan hayat, gebelikler ve beslenme alışkanlıkları ile beraber kilo artışı gelişebilir. Bu artışla birlikte eklemler, omurga ve kaslarda zorlanmalar, çabuk yorulmalar kimi zaman belli kas gruplarını içeren kronik ağrılar ortaya çıkar. Kilo artışı ve hareketsiz yaşantı ya da aşırı zorlanmış, yorgun bir vücut, stress; bel ve boyun fıtıklarının ortaya çıkışını tetikler veya sebep olur. Altı aydan uzun süren, aralıklı gelen, bacaklara veya kollara vuran ağrılar, omurgada fıtığın habercisi olabilir. Bunun tespiti muayene ve gereğinde ileri tetkiklerle mümkündür.
40’lı yaşlarda kemik yoğunluğu ölçümlerine başlanmalı
Kırklı yaşlarla birlikte vücuttaki hormonal değişimler, geçirilen hastalıklar, kilo, genetik faktörler gibi pek çok durumun etkisi ile omurgada ve başka eklemlerde dejanaratif süreçler ön plana çıkmaya başlar. Kilo ile sıkıntılar kendini omurgada daralma, fıtık, dizlerde dejeneratif hastalıklar gibi kas-iskelet sistemi hastalıkları olarak kendini göstermeye başlar. Hormonal değişimin başlangıcından itibaren normal şartlarda yıllık kemik yoğunluğu ölçüme ve gereğinde ilaç tedavisi uygulanması ileri yaşlar için koruyucu rol oynayacaktır.
Genç yaşlarda özen gösterilirse, 50 yaş sonrası rahat geçer
50 yaş ve sonrası, bu zamana kadar vücudumuza ne kadar iyi ve bilinçli davrandığımızın karşılığını alacağımız yaşlardır. Kişinin daha önceki yaşantısındaki hayat tarzı, beslenme alışkanlıkları, gebelik sayısı, kilo, varsa sistemik hastalıkları bu dönemde belirleyici olur. Kemik erimesi ve dejeneratif hastalıkları bu dönemde daha da belirginleşir. Hem bedensel hem de zihinsel olarak kendine dinlenecek zaman ayıran, dengeli ve doğal beslenmeye özen gösteren ve ideal kilosunu koruyan, mümkün olduğu kadar bedenen ve zihnen hareketli ve aktif bir hayat sürdüren sigaradan uzak geçirilen bir hayat tarzı, size uzun yıllar hizmet edecek sağlıklı vücudun habercisi olmaktadır.
Yaz mevsiminde besin, su ve havuz kaynaklı salgın hastalıkların arttığını belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Ekici, “Sıklıkla mide, bağırsak enfeksiyonları, göz, kulak ve cilt enfeksiyonları, solunum yolu enfeksiyonları görülür. Bunlar arasında kolera, tifo, basilli dizanteri, giardia, Hepatit A ve mantar enfeksiyonları sıklıkla görülür. İnsanların farklı salgılarıyla kirlenen ve uygun dezenfeksiyonu yapılmayan havuz suları enfeksiyonlara yol açar” dedi
160 bin kişinin incelendiği bir araştırma; ‘Sağlık için günde en az 10 bin adım şart’ tavsiyesinin bilimsel bir temeli olmadığını gözler önüne serdi. Çalışma günde 7 bin adımın beyin fonksiyonlarından…Devamı için tıklayınız
Regl döneminde hijyen neden bu kadar önemli?
Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, dünyada kadınların en az yüzde 75’inde genital bir enfeksiyon hikayesi bulunduğunu belirterek, “Kadınlarda genital enfeksiyona neden olan faktörler çevresel ve kişisel risk faktörleri olarak gruplandırılabilir. Kişisel riskler ise başta hijyen eksikliği olmak üzere tuvalet sonrası genital bölge temizliğinin uygun bir şekilde yapılmaması, el yıkama alışkanlığının olmaması, genital bölgenin ıslak kalması, uygun iç çamaşırı kullanılmaması, regl hijyenine yeterince dikkat edilmemesi şeklindedir. Regl dönemi özel bakım ve hijyen gerektiren bir dönemdir. Bu dönemde genital bölgede bakterilerin çoğalması için uygun bir ortam oluşur. Hijyen kurallarına dikkat edilmediğinde vajinal mantar, idrar yolu enfeksiyonu gibi çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Uzun süre değiştirilmeden kullanılan ped veya tampon kötü koku oluşumuna, ciltte tahrişe neden olabilir” dedi.
Regl ürünleri arasında fark var mı?
Regl döneminde kullanılan hijyen ürünlerinin genel olarak vajina içine yerleştirilen iç hijyen ürünleri (tampon, menstrüel kap, menstrüel sünger) ve dış hijyen koruması sağlayan ürünler (hijyenik pedler, günlük pedler, menstrüel külotlar) olarak ikiye ayrıldığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, şöyle devam etti: “Hijyenik ürün tercihleri, bireysel regl özelliklerine (akış yoğunluğu, süresi vb.), kişisel rahatlığa, kültürel ve sosyoekonomik etkenlere, yaşanılan bölgeye ve sağlık bilgilerine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Sağlık açısından bakıldığında, bazı tek kullanımlık pedlerin içeriğinde yer alan endokrin bozucu kimyasalların uzun vadede sağlık riskleri oluşturabileceği belirtilmektedir. Buna karşın, tekrar kullanılabilir ürünlerin doğru temizlik ve kullanım koşulları sağlandığında, hem çevresel açıdan sürdürülebilir bir alternatif sunduğu hem de ekonomik açıdan uzun vadede avantaj sağladığı ifade edilmektedir. Hijyen ürünlerinin seçiminde sağlık açısından dikkat edilmesi gereken temel nokta, ürünün kullanım talimatlarına uygun şekilde kullanılması, düzenli aralıklarla değiştirilmesi ve gerekli hijyenin sağlanmasıdır.”
Tampon ve menstrüel kap kullanımında dikkat edilmesi gerekenler neler?
Vajina içine yerleştirilen ürünlerde hijyenin çok daha büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Kullanımdan önce ve sonra mutlaka eller yıkanmalı, ürünün temiz olduğundan emin olunmalıdır. Tampon, 4-6 saatten fazla kullanılmamalıdır. Aksi takdirde, çok nadir de olsa toksik şok sendromu gibi ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Menstrüel kap ise kullanmadan önce ve regl bitince sonra kap, 5-10 dakika kaynatılmalıdır. Her kullanımda da sabun içermeyen suyla yıkanıp tekrar yerleştirilmelidir. Uygun şekilde kullanıldığında menstrüel kap, vajinal floranın dengesini bozmaz. Hatta sentetik ped ve tamponlara göre daha doğaldır. Ancak hijyenine dikkat edilmezse flora bozulabilir. Temiz suya erişimin olmadığı bölgelerde bu ürün kullanılmamalıdır. Bu ürünün uygun şekilde yıkanmadan kullanılması üreme yollarında ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Bu ürünler genellikle çevre bilinci olan, tekrar tekrar ürün almak istemeyen, hareketli yaşamı olan ve ürünü temizleyebileceği koşullara sahip kişiler için uygundur.” diye konuştu.
Regl döneminde genital bölge temizliği her zamankinden daha hassas olmalı
Regl döneminde genital bölge temizliğinin her zamankinden biraz daha hassas olması gerektiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Günde birkaç kez dış genital bölge ılık suyla yıkanmalı. Kokulu sabunlar, duş jelleri veya vajinal temizlik ürünleri, o bölgenin doğal dengesini bozabilir. Bu da mantar ya da bakteriyel enfeksiyonlara yol açabilir. Pamuklu iç çamaşırı kullanmak ve sık değiştirmek de önemlidir. Ayrıca temizlik yapılırken önden arkaya doğru silmek gerekir” ifadesinde bulundu.
Pedler genelde 4-6 saatte bir değiştirilmeli
Kokulu ped veya sabunların içerdikleri parfüm ve kimyasal maddeler nedeniyle genital bölgede alerji, tahriş ya da enfeksiyona yol açabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Pedler genelde 4-6 saatte bir değiştirilmelidir. Kanama yoğunluğu fazlaysa daha da sık değiştirilmeli. Gece kullanımı için özel olarak üretilmiş uzun pedler kullanılsa bile, sabah kalkar kalkmaz değiştirmek gerekir. Uzun süre aynı pedle kalmak, bakterilerin çoğalmasına ve kötü kokulara neden olur. Ayrıca pişik, tahriş ve enfeksiyon riski artar” şeklinde konuştu.
Enfeksiyon riskini artıran yaygın yanlışlar
Okulda, iş yerinde ya da toplu alanlarda kullanılan tuvaletlerin yeterince temiz olmaması, ped değiştirmek için uygun bir yerin bulunmaması ya da hijyen ürünlerine ulaşılamamasının kadınların sağlığını olumsuz etkileyebileceğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Bu durum sadece sağlıklarını değil, aynı zamanda eğitim hayatlarını, işlerini ve genel yaşam kalitelerini de zorlaştırabilir. Regl döneminde kullanılan ped gibi ürünlerin düzenli değiştirilememesi, ellerin yıkanmadan regl ürünlerinin yerleştirilmesi, uygun olmayan ürünlerin kullanılması, sıkı ve sentetik kıyafetlerin giyilmesi enfeksiyon riskini arttırmaktadır” dedi.
Ne zaman doktora başvurmak gerekir?
Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, kötü kokulu, renkli ya da yoğun akıntı, kaşıntı, yanma veya ağrı, regl döneminde yüksek ateş ve halsizlik (özellikle tampon kullandıktan sonra) gibi durumlarda mutlaka doktora başvurulması gerektiğini belirtti.
Alternatif çözümler neler?
Regl ürünlerinin pahalı olabildiğini ve her kadının düzenli erişimi olmayabildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Bu durumda yeniden kullanılabilir ürünler düşünülebilir. Menstrüel kaplar, uzun vadede çok tasarruf sağlar ama temizliği ihmal edilmemeli. Bez pedler, elde yıkanıp güneşte kurutularak defalarca kullanılabilir. Temiz, pamuklu ve emici kumaştan yapılmalı. Ayrıca bazı belediyeler, kadın dayanışma ağları ya da dernekler, ücretsiz ya da indirimli regl ürünleri dağıtıyor. Bu kaynaklara ulaşmak için sosyal medya ve yerel duyurular takip edilebilir” şeklinde sözlerine son verdi.
Yanlış ses kullanımı, ses bozukluklarına yol açarken, şarkıcı, avukat ve öğretmenlik gibi mesleklerde de performansı olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar, “Her 30 dakikada bir yudum suyla ses tellerinizi…Devamı için tıklayınız