FAO: Her yıl 600 milyon kişi gıda kaynaklı hastalıklarla savaşıyor
Dünyada her yıl 600 milyon kişi gıda kaynaklı hastalıklarla savaşırken, bu hastalıkların tedavisi için yıllık maliyetin 15 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor
Dünyada her yıl 600 milyon kişi gıda kaynaklı hastalıklarla savaşırken, bu hastalıkların tedavisi için yıllık maliyetin 15 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor
Saç boyaları ile kan hastalıkları arasındaki ilişki, uzun süredir bilim dünyasında tartışılan bir konu. Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Aysun Halaçoğlu, özellikle eski nesil saç boyalarının kanserojen etki gösterebileceğine dikkat çekiyor. Halaçoğlu, bu nedenle saç boyama alışkanlıklarında daha güvenli yöntemlerin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı
Güneş yanıkları cilt kanseri riskini 3 kat artırıyor
Özellikle 5 yaşın altındaki çocuklarda sıcağa ve güneşe maruz kalmanın çok daha riskli sonuçlar oluşturabileceği uyarısında bulunan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Berrin Arslan, “Bebekler ve küçük çocuklar; ciltlerinin çok daha ince ve geçirgen olması, ciltteki koruyucu bariyer tabakalarının henüz tam oluşmaması nedeniyle, güneşin zararlı etkilerinden çok daha fazla etkilenirler.Dolayısıyla, güneş yanıkları daha hızlı oluşur. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki güneş yanıkları gelişen çocuk ve gençlerin erişkinlik dönemlerinde cilt kanseri riskinde 3 kat artış olmaktadır. Güneşe maruziyet arttıkça bu artan etkiyle risk daha da yükselmektedir” diyor.
İlk 6 ay güneş koruyucu kullanmayın!
Çocukların ciltlerinin zarar görmemesi için güneş koruyucu ürünler çok önemli olsalar da ilk 6 aydan önce kullanımları önerilmiyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Berrin Arslan,bebeklerin bu dönemde ciltlerinin daha ince ve daha hassas olduğunu belirterek, “Ayrıca, ciltlerinin geçirgenliği de daha yüksektir. Dolayısıyla, koruyucu güneş kremlericiltten emilerek bebeklerin kan dolaşımına kadar geçebilir vebu emilimin uzun dönem sonuçlarıyla ilgili ne yazık ki yeterli bilimselçalışma yoktur. Bebeklerde6. aydan sonra ise güneş koruyucular güvenle kullanılabilir” diye konuşuyor.
Bu saatlerde doğrudan güneşe maruz kalmasın!
Çocuğunuzun10:00 – 16:00 saatleri arasında doğrudan güneşe maruz kalmaması çok önemli. Bu saatler arasında çocuğunuzla dışarıya çıkmayın, mecbursanız güneşten koruyucu önlemleri ihmal etmeyin. Çünkü, bu saatlerde güneş ışınları yeryüzüne daha dik açıyla geldiği için UVA ile UVB nedenli cilt hasarı ve yanık, dolayısıyla yetişkinlik döneminde cilt kanseri riski çok daha fazla oluyor.
Geniş siperlikli şapka takın
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Berrin Arslan,çocuğunuzu güneşe çıkardığınızda mutlaka yaşına uygun, geniş siperlikli, kulakları ve enseyi de koruyan ultraviyole filtreli şapkalar kullanmanız gerektiğini vurgulayarak, “Unutmayalım ki en önemli korunma, öncelikle mekanik korunmadır” diyor.
Her iki saatte bir tekrarlayın
Çocuğunuzun cildine, 6’ıncı aydan itibaren, mutlaka en az 30 SPF olacak şekilde, UVA ve UVB mineral filtreli güneş koruyucu sürün. Ürünü, güneşe çıkmadan 30 dakika önce, yeterli bir miktarda ve kalınlıkta uygulayın. Her iki saatte bir tekrarlayın ve çocuğunuz her havuza ya da denize girdiğinde yenileyin.
Ultraviyole korumalı gözlük şart
Güneşin zararlı ışınları, çocukların cildine olduğu kadar gözlerine de zarar verebiliyor.İlerleyen yaşlarda miyopi ve hipermetropi riskini artırıyor.Bu nedenle,özellikle 3 yaşından itibarençocuğunuzun yüzüne uygun, yumuşak, kırılmayan ve ultraviyole korumalı güneş gözlüğü takmayı alışkanlık edinin.
Mayo seçimine dikkat edin
Güneşin zararlı etkilerine karşı dikkat etmeniz gereken bir başka konu ise mayo seçimi olmalı. Cildinin hasar görmemesi için uzun kollu ve uzun paçalı, yine ultraviyole korumalı mayoları tercih etmeye özen gösterin.
Bol bol su içmesini sağlayın
Çocuğunuzun cildini güneşin zararlı ışınlarından korumak için almanız gereken en önemli önlemlerden biri, vücuttaki sıvı kaybını önlemek. Bebeklerin güneşe ve ısıya maruz kalmalarıyla birlikte, ciltlerinin geçirgen olması nedeniyle, sıvı kayıpları daha hızlı ve daha yoğun oluyor. Bunun sonucunda,bebek ve çocuklarınciltlerinde, ağız, dil ve mukozalarda kuruluk, idrar miktarındaazalma, huzursuzluk, bitkinlik, bıngıldakta çökme, solunum ve kalp hızının artması gibi belirtiler görülebiliyor.Özellikle sıcağa daha yoğun maruz kalınan tatil beldelerinde ve deniz kenarlarında çocuğunuzun bol bol su içmesini ve sulu meyveler tüketmesini sağlayın.
Kıyafetleri açık renk olsun
Yaz aylarında, pişik gibi cilt döküntüleri oluşmaması için çocuğunuza vücuttaki teri hapseden naylon içerikli kumaştan hazırlanmış kıyafetler giydirmeyin. İçinde rahat edebileceği; doğal, pamuklu, terletmeyen ve açık renkli (beyaz, bej, sarı, açık mavi, pembe) kıyafetler giydirmeye dikkat edin.
Yaklaşık 4 yıl boyunca yaşadığı sağlık problemi nedeniyle 2 kez ameliyat olan, sıkıntıları geçmediği için 70 kilodan 41 kiloya kadar düşen Sabiha Demirden (44), tüm şikayetlerinin kalın bağırsağındaki darlıktan kaynaklandığını öğrenince şoke oldu. Antalya’da gerçekleştirilen 2.5 saatlik ameliyatla sağlığına kavuşan Sabiha Demirden, yeniden doğduğunu söyledi
İlk duyanlar için tuhaf bir alışkanlık olan kendi kendine konuşma huyu çoğu kişi için eleştirel bir durum olabilir. Ancak bilimsel çalışmalara göre kişinin kendi kendine konuşması aslında iyi bir şeymiş. İşte kendi kendine konuşmanın faydaları!
Genel sağlığı destekliyor
Burun estetiğinde estetik beklentilerin yanı sıra nefes alma fonksiyonunun da mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Esin Yalçınkaya, “Burun estetiği, yalnızca şekil değişikliği değil, aynı zamanda yaşam kalitesini artıran bir müdahaledir. Hastaların sağlıklı nefes alması, kaliteli uyku uyuması ve genel sağlığının desteklenmesi bu sürecin vazgeçilmez bir parçasıdır” dedi.
Pek çok sorun tedavi ediliyor
Fonksiyonel burun estetiği kapsamında burun içi eğrilikler (deviasyon), burun eti büyümeleri, kronik sinüzit, horlama ve uyku apnesi gibi sorunların da tedavi edildiğini ifade eden Prof. Dr. Yalçınkaya, aynı anda estetik düzeltmelerin de yapılabildiği bu cerrahi yaklaşımın hastalara hem daha iyi nefes alma hem de yüz hatlarıyla uyumlu doğal bir görünüm kazanma imkânı sunduğunu kaydetti.
Doğal görünümle sağlıklı nefes bir arada
Her hasta için bireysel planlama yapılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yalçınkaya, fonksiyonel estetik yaklaşımın hastaya özel olmasının önemine şu sözlerle değinerek, “Burun estetiği planlanırken yüz yapısı, cilt tipi, solunum yolu değerlendirmesi ve genel sağlık durumu göz önünde bulundurulmalı. Doğal görünümle sağlıklı nefesi bir arada sunan planlamalar, hastaların beklentilerini uzun vadede daha tatmin edici şekilde karşılar” şeklinde konuştu.
Konforlu bir yaşamın temeli
Prof. Dr. Yalçınkaya ayrıca, sadece estetik değil, geniz eti, sinüzit ve diğer kulak-burun-boğaz sorunlarının da bu kapsamda ele alınabileceğini belirterek, erken tanı ve fonksiyonel müdahalelerin önemine vurgu yaptı. Prof.Dr. Yalçınkaya şöyle devam etti: “Sağlıklı bir burun, güzel görünmenin ötesinde konforlu bir yaşamın da temelidir. Bu yüzden cerrahi müdahaleler, yalnızca estetikle sınırlı kalmamalı; fonksiyonel sağlık da gözetilmelidir.”
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı teşhisi konulan 3 kişi, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) Hastanesi’nde tedavi ediliyor