Suda ölümcül bakteri alarmı

Temiz suya, sanitasyona ve hijyene erişimin sınırlı olduğu bölgelerde bu ölümler yaygın. Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsünden (UC Berkeley) bilim insanları tarafından yapılan yeni bir araştırma, bu krize dair dikkat çarpıcı bir gerçeği ortaya koydu: Ev ortamında depolanan içme suyu, E. coli gibi zararlı bakterilerin yayılmasında önemli bir kaynak olabilir. Nature Microbiology dergisinde yayımlanan çalışmada, araştırmacılar bakteriyel bulaş yollarını incelemek için PIC-seq adlı yeni bir genetik izleme yöntemi kullandı. Bu teknik sayesinde tek bir örnekten birden fazla bakteri suşu analiz edilebiliyor. Elde edilen bulgular, yalnızca gastrointestinal hastalıkların değil, aynı zamanda antibiyotik direnci taşıyan bakterilerin de su yoluyla evler içinde ve evler arasında yayılabileceğini gösteriyor. Odak Hayvanlardan Suya Kaydı Çalışmanın baş araştırmacısı ve çevre mühendisliği profesörü Amy Pickering, önceki araştırmaların insan-hayvan etkileşimine odaklandığını, ancak suyun ve toprağın daha az incelenmiş yollar olduğunu belirtti. Pickering, “Depolanan su, ilaçlara dirençli bakteriler dahil olmak üzere, bulaşmanın en önemli yollarından biri olabilir” dedi. Nairobi’de Saha Araştırması Ekip, Kenya’nın Nairobi kentindeki düşük gelirli yerleşim alanlarında iki hane üzerinde detaylı saha araştırması gerçekleştirdi. Bu evlerde depolanan içme suyu genellikle plastik bidon ve kovalarda tutuluyor. Araştırmacılar insan dışkısı, tavuk ve köpek dışkısı, su ve toprak örnekleri topladı ve bu örneklerdeki E. coli suşlarını analiz etti. Sonuçlar çarpıcıydı: İnsanlarla hayvanlar arasındaki suş benzerliğinden çok daha yüksek düzeyde benzerlik, insanlarla depolanan içme suyu arasında bulundu. Ayrıca, bazı su örneklerinde antibiyotik direnci genleri taşıyan E. coli türleri tespit edildi. Klorlu Su Koruyabilir Araştırma ayrıca çözüm yollarına da ışık tuttu. Klorlanmış suya erişimi olan evlerde, E. coli kontaminasyonu daha düşük çıktı. Bu nedenle araştırmacılar, toplum genelinde klorlanmış su sağlanmasının, patojenik ve dirençli bakterilerin yayılmasını önlemede etkili bir yöntem olabileceğini belirtti.