Kanseri yendi! İkinci baharını arılarla yaşıyor
Erzurum yaylalarında bal üreten 79 yaşındaki Mehmet Kansız, akciğer kanserini yendikten sonra başladığı arıcılığa 35 yıldır emek veriyor
Erzurum yaylalarında bal üreten 79 yaşındaki Mehmet Kansız, akciğer kanserini yendikten sonra başladığı arıcılığa 35 yıldır emek veriyor
Sağlık Bakanlığı, plajlar ile göl ve deniz kıyılarında su kalitesini izlemek amacıyla 35 ilde 1700’e yakın noktada düzenli numune alarak mikrobiyolojik analiz yapıyor
Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde 53 yaşındaki bir kadın ikiz bebek dünyaya getirdi
Yanlış kullanım göz tahrişine neden olabiliyor
Takma kirpik ve kirpik kıvırıcıların daha belirgin ve etkileyici bakışlar için sıkça kullanıldığını ifade eden Öğr. Gör. Birgül Erbaş, “Ancak bu ürünlerin yanlış kullanımı göz sağlığına zarar verebilir. Takma kirpik yapıştırıcıları bazı kişilerde alerjiye yol açabilir. İçindeki güçlü kimyasallar ciltte kızarıklık, kaşıntı ve gözlerde sulanmaya neden olabilir. Özellikle hassas ciltler için hipoalerjenik ürünler tercih edilmeli ve önce küçük bir bölgede denenmelidir” dedi. Yanlış kullanılan yapıştırıcıların göz tahrişine, enfeksiyonlara ve kirpik dökülmesine neden olabildiğini de dile getiren Öğr. Gör. Birgül Erbaş, “Ayrıca, yanlış çıkarma işlemi doğal kirpiklerin kopmasına yol açabilir. Yapıştırıcıyı göz kapağının içine değil, sadece kirpik hattına uygulamak gerekir” diye konuştu.
Kirpik kıvırma aletleri de masum değil!
Kirpik kıvırma aletleri konusunda da uyarıda bulunan Erbaş, “Çok sert bastırmak kirpiklerin kırılmasına neden olabilir. Makyajlı kirpiklerde kullanmak, rimelin sertleşmesiyle kirpiklerin kopmasına yol açabilir. Göz kapağına çok yakın kullanmak, cildin sıkışmasına ve tahrişe sebep olabilir. Kirpik kıvırıcınızı nazikçe ve temiz kirpikler üzerinde kullanarak zarar riskini en aza indirebilirsiniz” ifadesinde bulundu.
Aleti başkalarıyla paylaşmak göz enfeksiyonlarına yol açabiliyor
Kirpik kıvırıcıda biriken rimel ve kirin, bakteri ürettiğine dikkat çeken Öğr. Gör. Birgül Erbaş, “Aleti başkalarıyla paylaşmak göz enfeksiyonlarına yol açabilir. Lastik kısmını düzenli değiştirmek ve her kullanımdan sonra silmek hijyen açısından önemlidir. Kıvırıcının yüzeyini alkollü bir pamukla silerek temizlemek en iyi yöntemdir. Takma kirpikler her kullanımdan sonra yağsız makyaj temizleyiciyle silinmeli ve kendi kutusunda saklanmalıdır. Kirpik kıvırıcılar haftada bir alkollü mendille silinmeli, lastik kısmı düzenli olarak değiştirilmelidir” şeklinde konuştu.
Takma kirpikler ve kıvırıcılarbakteri ve mantar üremesi için uygun bir ortam oluşturuyor
Takma kirpik yapıştırıcıları ve kirpik kıvırma aletlerinin mikropların çoğalmasına neden olabileceğini de dile getiren Öğr. Gör. Birgül Erbaş, şöyle devam etti: “Düzenli temizlenmeyen takma kirpikler ve kıvırıcılar bakteri ve mantar üremesi için uygun bir ortam oluşturur. Bu da göz enfeksiyonlarına, arpacık oluşumuna ve tahrişe yol açabilir. Sürekli takma kirpik kullanımı, doğal kirpiklerin zayıflamasına, dökülmesine ve incelmesine yol açabilir. Aynı şekilde, kirpik kıvırıcıyı her gün kullanmak, kirpik yapısını zayıflatır ve kırılmalara neden olabilir.”
Göz sağlığınızı koruyun!
Göz sağlığını korumak için takma kirpik ve kirpik kıvırıcı kullanırken hijyen kurallarına dikkat edilmesi, doğru ürünlerin tercih edilmesi ve kirpiklere düzenli bakım yapılması gerektiğini hatırlatan Öğr. Gör. Birgül Erbaş, “Göz sağlığınızı riske atmadan güzel ve hacimli kirpiklere sahip olabilirsiniz” şeklinde sözlerini tamamladı.
Doğada vakit geçirmeyi sevenler, piknik tutkunları ya da tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar için kene ve sinek ısırıkları arasındaki farkı bilmek hayati önem taşıyor. Özellikle yaz aylarında artan kene vakaları, hem insanlar hem de evcil hayvanlar için ciddi sağlık riskleri oluşturuyor. Peki, bir ısırıkla karşılaştığınızda bunun sinek mi yoksa kene mi olduğunu nasıl anlarsınız?
Uzun süredir hastalıkla mücadele eden 62 yaşındaki Ahmet Güneş, Kayseri Şehir Hastanesi’nde yapılan beyin pili ameliyatının ardından taburcu edildi
Milliyet.com.tr ÖZEL – Ortada kabus yok, sessizlik hakim, ama zihninizdeki düşüncelerin ağırlığı sizi uykunuzdan ediyor. O e-postayı gönderdiniz mi? Çocuğunuzun öksürüğü kötüleşirse ne olacak? Toplantıda o sözü neden söylediniz?
Kaygı bozukluğu yaşayan her yaştan insanla çalışan bir psikolog, bu duruma “gece yarısı zihin sarmalı” diyor. Günün sessizliğinden sıkılan beyin, gece yarısı bir talk show başlatır gibi devreye giriyor. Ancak bu şovun sunucusu, konuğu ve izleyicisi sizsiniz ve bu hiç de komik değil.
Psikolog, yıllardır bu durumu yaşayan danışanlarına dört kelimelik bir cümle öneriyor:
“Bu düşünce bekleyebilir.”
Bu basit ifade, birçok kişiye yardımcı oluyor. Neden mi?
– Kısa ve hatırlaması kolay, gece 03.00’te bile aklınıza gelebilir.
– Düşünceyi bastırmaz, sadece ertelenmesini sağlıyor.
– Aciliyet hissini azaltıyor, kaygıyı besleyen döngüyü kırıyor.
– Duraklama becerisini güçlendiriyor.
Çoğu gece uyanışı, gerçek bir acil durumla ilgili değil. Beyin, sürekli meşgul olacak bir sorun arama mekanizmasına sahip. Bu düşüncelere odaklandığınızda, adrenalin devreye girerek uyanık kalmanıza yol açıyor. Oysa sorunları çözmeye çalışmak yerine, sakinleşmeye geçiş yapmak daha etkili.
‘Bu düşünce bekleyebilir’ ifadesi nasıl daha etkili kullanılabilir?
Nefesle birleştirin: “Bu düşünce bekleyebilir” derken yavaşça nefes alıp verin.
Tekrarlayın: Zihin dağılırsa, ifadeye dönün. Bu bir başarısızlık değil, zihinsel bir egzersiz.
“Düşünce kavanozu” hayal edin: Endişelerinizi zihninizde bir kavanoza koyun. Sabah hala önemliyse, o zaman açarsınız.
Telefona bakmayın: Mavi ışık ve sosyal medya, uykuya dönmenizi zorlaştıracak.
Geceleri uyanmak normal. Önemli olan, bu anlarda ne yaptığınız. “Bu düşünce bekleyebilir” sihirli bir formül değil, ama zihninize verdiğiniz nazik bir sinyal.
Çünkü bazen bir sorunu çözmenin en iyi yolu, gece 03.00’te çözmeye çalışmamak.