Zorbalık sadece bir davranış değil, bastırılmış duyguların çığlığı olabilir. Görünmez hissettiğiniz, dışlandığınızı düşündüğünüz anlarda ya da başkasına zarar verdiğinizde, aslında neyi anlatıyordunuz? Zorbalığın köklerine iniyor, bu karanlık döngünün ardındaki görünmeyen yaraları keşfediyoruz. Klinik Psikolog, Psikoterapist Dr. Yasemin Meriç Kazdal yazdı…
Hiç bir ortamda kendi varlığınızdan utandığınız oldu mu? Kalabalığın içinde görünmez hissettiniz mi? İçinizden “Ben buraya ait değilim,” dediğiniz, uzaklaştığınızda sevilmediğinizi ya da dışlandığınızı düşündüğünüz anlar oldu mu? Peki ya hiç, bir başkasına belki fiziksel, belki de sözcüklerle bile isteye zarar verdiğiniz oldu mu?Bu sorular rahatsız edici olabilir. Ama eğer bu deneyimler tek seferlik değilse, büyük ihtimalle ya bir zorbalığa maruz kalmış ya da zorbalık yapmışsınızdır. Ve asıl mesele şudur: Zorbalık bir seçim midir? İnsan, bile isteye mi zorba olur?Zorbalık: Bir İfade Biçimi mi, Bir Savunma mı?Her insan hayatında zorlu dönemlerden geçer. Dış dünyayla ve en çok da kendi iç dünyasıyla mücadele eder. Kaygı, öfke, hüzün gibi yoğun duygular zaman zaman birikir. Bu duygularla sağlıklı şekilde baş edebilen bireyler, yaşadıklarını dönüştürebilir. Ancak bazıları bu duygularla ne yapacağını bilemez. Duygusunu ifade etmeyi hiç öğrenmemiştir ya da onu bastırmak dışında bir yol tanımıyordur.İşte tam da bu noktada, zorbalık devreye girer. Zorba kişi, içsel acısını dışa boşaltmanın yolunu başkalarına zarar vermekte bulur. Bu kimi zaman bilinçli bir tercihtir, kimi zaman ise bilinçdışı bir savunma mekanizması… Kendini kötü hissederken bir başkasını küçümsemek ya da aşağılamak, o anda geçici bir güç hissi verir. Ancak bu “geçici üstünlük,” aslında kişinin kendisiyle barışık olmadığını gösterir.Zorbalık genellikle birden çok katmandan oluşur. Psikolojik düzeyde şu bileşenler dikkat çeker: Öfke, kıskançlık, değersizlik hissi
Duygularını ifade edememe, regüle edememe
Güç ve kontrol arayışı
Öğrenilmiş davranış örüntüleri (örneğin ev içinde şiddet, küçümseme, alaycılık)
Zorba rol modellerin etkisi (ebeveyn, öğretmen, medya figürleri vb.) Ama belki de en çok gözden kaçan nedenlerden biri şudur:Bazı bireyler, çocukluklarından itibaren sürekli olarak zorbalığa maruz kalır. Ailede, okulda, sokakta… Sürekli olarak incinmiş, değersizleştirilmiş ve yalnız bırakılmışlardır. Zamanla bu bireyler, “Güçlü olmazsam ezilirim,” inancını geliştirir. Bu bir savunma kalkanıdır. Zorbalık, bir tür hayatta kalma stratejisine dönüşür. Ama bu strateji, kişiyi uzun vadede daha büyük bir içsel yalnızlığa ve suçluluk duygusuna sürükler.Zorbalık sadece çocuklar arasında değil; yetişkinler arasında, evde, iş yerinde, dijital platformlarda da yaşanabilir. Ve en yıkıcı olanı, yaşananların ifade edilmemesidir. Zorbalık karşısında susmak, zamanla içten içe çürütür.Bu nedenle, ilk adım susmamak olmalıdır.
Yaşananları paylaşmak, destek istemek, sınır koymak; hem kişinin kendisini hem de çevresini güçlendirir. Zorbalığın olduğu yerde dostluk gelişemez. Ama dostluk gelişirse zorbalık barınamaz.Zorbalık yalnızca bir eylem değil; altında derin psikolojik dinamikler yatan bir çığlıktır. Her zorbanın içinde, bir zamanlar incinmiş bir çocuk gizlidir. Bu gerçeği görmek, hem mağdurları hem de fail konumundakileri dönüştürebilecek ilk adımdır.Unutmayın: Kendini ifade edemeyen acı, çoğu zaman başkasını yaralayarak dışa vurulur. Ama şefkatli bir bakış, en kalın savunma duvarlarını bile yıkabilir.
Hayat bazen, hiç hesapta yokken karşımıza çıkan sürprizlerle test eder bizi. Kontrolümüz dışında gelişen bir olayda örneğin iş yaşamında yaşanan bir aksilikte ne yaparsınız? Kabul edip çözüm üretmeye mi yönelirsiniz, yoksa yaşadığınız duygulara kapılıp daha da zorlaştırır mısınız? Klinik Psikolog, Psikoterapist Dr. Yasemin Meriç Kazdal ntv.com.tr okurlarına özel yazdı. Zihinsel ve duygusal iyi oluşumuz, başımıza…
Bursa’nın coğrafi işaret tescilli kaliteli enginarının yetiştiği Hasanağa Mahallesi’nde hasat sürerken, kesilip soyulması için ihtiyaç duyulan bıçakların bilendiği bıçakçılarda yoğunluk yaşanıyor. Geçen yıl 350 bin adet üretimin olduğu Hasanağa’da bu yıl 500 bin civarında enginar kesilmesi bekleniyor. Geçen yılı, tane fiyatlarının ortalama 40 olması dolayısıyla iyi kapatan üreticiler, bu sene ekim alanlarını yaklaşık yüzde 75…
Omurga, duruşu korumak, hareket kabiliyeti sağlamak ve vücudu ayakta tutmak için olmazsa olmazdır. Ancak, kişinin uyuduğu pozisyon omurga sağlığını etkileyen faktörlerden biridir. Birçok kişi uyurken omurgalarına istemeden stres yükler ve bu da sertliğe, sırt ağrısına veya uzun vadeli kas-iskelet sistemi sorunlarına yol açabilir. Vücut uyurken kendini iyileştirir ve onarır. Ancak, omurga doğru şekilde konumlandırılmazsa bu…
Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan 86 yaşındaki Hami Paslıoğlu, askeriyeden emekli olduktan sonra evinin odunluğunu atölyeye çevirerek, 40 yıldır doğadan topladığı ağaçlarla el yapımı bastonlar üretiyor. Zile ilçesinde yaşayan 86 yaşındaki Hami Paslıoğlu, azmi ve sanata olan tutkusu ile takdir topluyor. Dört çocuk babası Paslıoğlu, askeriyeden emekli olduktan sonra 1985 yılında evinin odunluğunu küçük bir atölyeye…