ABD’de her hafta 300’ü aşkın kişi Covid-19’dan ölüyor
Hatalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin verilerine göre, pandeminin başlamasından 5 yıl sonra ABD’de her hafta 300’den fazla kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybediyor
Hatalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin verilerine göre, pandeminin başlamasından 5 yıl sonra ABD’de her hafta 300’den fazla kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybediyor
Sofraların vazgeçilmez sebzesi maydanozun kalpten kemiklere kadar birçok faydası var. Healthline sitesi, antioksidan deposu, vitamin ve mineral zengini maydanozun faydalarına yer verdi: Kan şekerini…Devamı için tıklayınız
Güneş yanığı nedir ve neden oluşur?
Güneş yanığı, cildin ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalmasıyla ortaya çıkan bir tür inflamasyondur. Genellikle açık tenli, hassas ciltli bireylerde daha yaygın görülür. Yanık derecesine göre ciltte kızarıklık, ağrı, su toplama, soyulma ve hassasiyet gibi belirtiler oluşabilir. Dermatoloji Uzmanı Dr. Burcu Barutcugil, “Güneş yanıkları sadece yazın değil, dört mevsim görülebilir. Özellikle yüksek rakımlı bölgelerde UV ışınları daha yoğun olduğundan kışın bile yanık riski vardır” diye belirtiyor.
Kimler daha fazla risk altında
Dermatoloji Uzmanı Burcu Barutcugil, “Çocuklarda cilt daha ince ve savunmasızdır. Erken yaşta maruz kalınan yanıklar, ilerleyen yıllarda cilt kanseri riskini artırır” diyerek ebeveynleri uyarıyor. Risk altında bulunan kişileri şöyle sıralıyor:
-Açık tenli, sarı veya kızıl saçlı bireyler
-Bebekler ve küçük çocuklar
-Güneş ışığına alışkın olmayan kişiler
-Hassas cilde sahip olanlar
-Güneş ışınlarına karşı duyarlılığı artıran ilaç kullananlar
Güneş yanıklarının uzun vadeli zararları
Yanık sadece geçici bir kızarıklık ya da acı değildir. Tekrarlayan güneş yanıkları ciltte kalıcı lekelenmeler, erken yaşlanma, elastikiyet kaybı ve en önemlisi DNA hasarı yaratabilir. Bu hasar zamanla bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom veya melanom gibi cilt kanseri türlerinin gelişmesine zemin hazırlar. Dr. Burcu Barutcugil, “Birçok kişi sadece estetik kaygıyla cilt yanıklarından çekinirken, asıl tehdit vücudun hücresel düzeyde zarar görmesidir” diyor.
Korunmak mümkün: Güneşten etkin korunma yöntemleri
Dermatoloji Uzmanı Dr. Burcu Barutcugil, etkili güneşten korunmanın püf noktalarını şöyle sıralıyor:
-Geniş spektrumlu (UVA+UVB) güneş koruyucu kullanın. En az SPF 30, tercihen SPF 50 olmalı.
-Güneş kremi dışarı çıkmadan 30 dakika önce uygulanmalı ve her iki saatte bir yenilenmeli.
-Deniz veya havuz sonrası mutlaka tekrar sürülmeli.
-Şapka, güneş gözlüğü ve ince uzun giysilerle fiziksel koruma sağlanmalı.
-10.00-16.00 saatleri arasında doğrudan güneşe çıkmaktan kaçınılmalı.
-Bebekler 6 aydan küçükse doğrudan güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.
Güneş Yanığı Oluştuysa Ne Yapmalı?
Yanık oluştuysa ilk adım hemen güneşten uzaklaşmak ve soğuk suyla duş almak olmalı. Dr. Burcu Barutcugil şu önerilerde bulunuyor:
-Aloe vera içeren serinletici nemlendiriciler kullanılabilir.
-Su toplaması varsa patlatılmamalı, enfeksiyon riski taşır.
-Aşırı acı durumunda ağrı kesici kullanılabilir.
-Cildi ovmak veya peeling uygulamak yanlıştır.
-Şiddetli vakalarda veya enfeksiyon belirtilerinde doktora başvurulmalıdır.
Cilt kanseri riski: Tek bir yanık yeterli olabilir
Yapılan araştırmalara göre, çocukluk çağında yaşanan sadece bir şiddetli güneş yanığı, ilerleyen yaşlarda melanom riskini iki katına çıkarabiliyor. Bu nedenle yaz tatili öncesi değil, yıl boyunca sürdürülen bir koruma alışkanlığı geliştirmek kritik önem taşır.
Dr. Burcu Barutcugil, “Güneşlenmek bir yaşam stili olabilir ama güneş yanığı yaşam boyu iz bırakabilir. Cilt sağlığı, korunmaya alışmakla başlar” diyerek bilinçli güneşlenmenin önemini vurguluyor.
D Vitamini Dengesi Nasıl Sağlanmalı?
Güneşin zararlarından korunmak kadar, ondan doğru şekilde faydalanmak da önemli. Güneş ışınları, vücudun D vitamini sentezi yapabilmesi için en önemli kaynaktır. Ancak fazla korunma veya tamamen kaçınma, D vitamini eksikliğine yol açabiliyor. XX Erdem Hastanesi’nde görev yapan Dermatoloji Uzmanı Dr. Burcu Barutcugil bu dengeyi şöyle açıklıyor: “Günün erken saatlerinde yani sabah 10.00’dan önce ya da akşamüstü 16.00’dan sonra, 10–15 dakika boyunca yüz, kollar gibi alanları güneşe maruz bırakmak, vücudun D vitamini üretmesi için yeterlidir. Bu süre kişiden kişiye ve cilt rengine göre değişebilir.”
Trabzon Yeşilay Şubesi’ne 2025 yılının ilk 5 ayında yapılan müracaat talepleri incelemelerinde, kentte 25-35 yaş arasındaki bireylerde sanal kumar bağımlılığının arttığı gözlemlendi. Yeşilay Trabzon Şube Başkanı Avukat Işıl Demir Güner, “Müracaat edenlerin yüzde 90’ı sanal kumar bağımlılığı ile mücadele ediyor. Böyle bir gerçeklik varken sahada çalışarak aileleri gençlerin telefon kullanımı konusunda bilinçlendirmek gerekiyor. Bizler sadece bağımlı bireyin sorununu çözmüyor aile odaklı da çalışıyoruz. Çocuklarının bağımlılığına ilişkin şüphe duyduklarında bize mutlaka danışmalılar” dedi
Son yıllarda internet üzerinden yapılan toplantıların artması nedeniyle yüz bölgesine yönelik estetik operasyonlara, özellikle de burun estetiğine olan talep giderek artıyor. Üstelik, sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflarının daha fazla beğeni alabilmesi için 15-16 yaşındaki gençler bile ailelerini ikna ederek burun estetiği ameliyatı yaptırmak amacıyla hekimlere başvuruyorlar.
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Cem Öz,burun estetiği ameliyatının genel sağlık durumu uygun olan ve kemik ile kıkırdak gelişimini tamamlamış kişilere yapılması gerektiğine dikkat çekerek, “Burun estetiği ameliyatını, yüz gelişiminin tamamlandığı 18 yaşından sonra öneriyoruz. Bunun sebebi ise bu yaş öncesinde kemik ve kıkırdakların gelişimlerinin devam etmesi nedeniyle operasyondan başarılı sonuç alınamama riskinin olması. Dolayısıyla, gençler sonuçtan memnun kalmayıp mutsuz olabiliyor ve ilerleyen yıllarda 2’inci kez burun ameliyatı yaptırmak durumunda kalabiliyorlar. Bu nedenle, aileleri tarafından kabul edilse bile kızlarda 16-17 ve erkeklerde 17-18 yaşından önce, kemik gelişimi tamamlanmadan, burun estetiği ameliyatlarının yapılmasını tavsiye etmiyoruz” diyor.
İşte burun estetiği ameliyatı hakkında en çok merak edilen sorulara Op. Dr. Cem Öz’ün verdiği yanıtlar:
1-İdeal bir burun nasıl olmalı?
Yüzümüzde en çok dikkat çeken yapı olması nedeniyle burunda gerçekleştirilen değişiklikler kolayca fark ediliyor. Dr. Cem Öz, dolayısıyla burun estetiği ameliyatında, burun şeklinin yüz ile uyumlu olmasının ve doğal bir görünüm sağlamasının en önemli kriter olduğunu belirterek, “Yüzün diğer kısımlarıyla uyumlu, dikkat çekici ve yapay görüntüsü olmayan, ancak yüze güzellik ile çekicilik katan, nefes alma sorununun da düzeltildiği burun şekli hedefleniyor. Doğal görünüm sağlandığı takdirde, burun estetiği yapıldığı, hastanın yeni tanıştığı kişiler tarafından anlaşılmayabiliyor” diyor.
2- İstediğim burun şeklini yaptırabilir miyim?
Her burun kişiye özeldir. Bu nedenle, estetik ameliyatı sizin istekleriniz doğrultusunda özel olarak planlanıyor ve uygun teknikler kullanılıyor. Ancak isteklerinizin gerçekçi olması büyük bir önem taşıyor.
3- Burun estetiği ameliyatlarında hangi yöntemler uygulanıyor?
Burun estetiği ameliyatlarında, burun derisi altındaki kemik ve kıkırdak dokularını şekillendirmek için “açık rinoplasti” ve “kapalı rinoplasti” olmak üzere iki teknik kullanılıyor. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Cem Öz, her iki yöntemin de avantaj ve dezavantajları olduğunu belirterek, “Rinoplasti ameliyatları eskiden sadece kapalı yöntemle yapılırken, günümüzde anatomik yapıların tam ortaya konduğu ve daha kolaylıkla şekillendirilebildiği açık yöntem de popülerlik kazandı. Yine günümüzde, kapalı yöntemlerde geliştirilen burun sırtı koruyucu ve burun ucu kıkırdak şekillendirme yöntemleriyle kapalı teknikteki dezavantajlar da azaltıldı” diyor.
4- Hangi tekniğin uygulanacağına nasıl karar veriliyor?
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Cem Öz,ameliyatınhangi yöntemle uygulanacağına burunda yapılacak olan işlemlere göre karar verildiğini belirterek, “Burun estetiği ameliyatlarında farklı burun deformasyonları için farklı teknikler kullanılabiliyor. Örneğin, burun ucu şekillendirmesinde fazla değişiklik gerektirmeyen durumlarda kapalı teknik yeterli gelebilirken, ciddi deformasyon olan tablolarda veya revizyon rinoplastide açık teknik daha başarılı olabiliyor. Bu noktada, cerrahın hangi yöntemde daha deneyimli ve başarılı olduğu önem taşıyor” diye konuşuyor.
5- Ağrılı ve ödem oluşturan bir ameliyat mı?
Burun estetiği ameliyatı sonrasında ağrı hafif düzeyde oluyor ve ağrı kesici tedavilerle yönetilebiliyor. Genellikle hastanede bir gece takip yeterli geliyor, sabah kontrolünde sıkıntı görülmediği takdirde hasta taburcu ediliyor.
6- Burnumdaki tamponlar çıkarılırken canım yanar mı?
Burun tamponları, rinoplasti ameliyatı sonrasında, kemik ile kıkırdak dokulara destek vermesi ve kanamaların azaltılması amacıyla kullanılıyor. Günümüzde başvurulan silikon tamponların orta kısımlarının delikli olması, hastaların ameliyat sonrasında büyük bir nefes alma problemi yaşamalarını önlüyor. Burun tamponları, yapılan işlemlere göre, 3-7 gün arasında çıkarılıyor. Üstelik yıllar önce kullanılan bez tamponların çıkarılması sırasında oluşan ağrı ve kanamalar, yaygın inanışın aksine, silikon tamponlarla artık yaşanmıyor.
7- Gözaltında oluşan morlukları nasıl hafifletebilirim?
Rinoplasti ameliyatı sonrasında oluşan morlukların şiddeti; hastanın cilt yapısına, morarmaya yatkınlığına, yapılan işleme, ameliyatın süresi ile tekniğine göre değişiyor. Dr. Cem Öz, günümüzde ultrasonik piezo gibi teknolojik yöntemler ve burun sırtı koruyucu rinoplasti yöntemleriyle morlukların minimal seviyelere ulaştığını belirterek, sözlerine şöyle devam ediyor:
8- Ameliyat sonrasında burun ucu düşer mi?
Dr. Cem Öz, burun ucunun ameliyat sırasında burun ucundaki kıkırdaklara verilen şeklin yeterince desteklenmemesi durumunda düştüğünü belirtiyor. İlk zamanlarda, ödem nedeniyle belli olmayan bu tablonun zaman geçtikçe fark edildiğini aktaran Dr. Cem Öz, “Doğru teknikle yapılan ve iyi desteklenmiş burun ucu kıkırdakları ise zamana meydan okuyor ve onlarca yıl sonrasında bile burun ucunda düşme sorunu yaşanmıyor” diye konuşuyor.
9- Burun estetiği ameliyatı kalıcı çözüm sunuyor mu?
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Cem Öz,burun estetiği ameliyatlarında yapılan düzeltmelerin ömür boyu kalıcı olduğuna işaret ederek, “Ancak nadiren, çok eğri ve travmatik hasarlı burunlarda, kıkırdak yapıdaki eğrilikler tüm düzeltme işlemlerine rağmen, ‘kıkırdak hafızası’ diye tanımlanan eski şekline dönmesiyle sonuçlanabiliyor. Bu tür durumlarda revizyon ameliyatları gerekebiliyor” diyor.
10- İş ve sosyal yaşantıma ne zaman dönebilirim?
Ameliyat sonrasında, genellikle 7’inci günde, burun termoplastik atelleri ve bantları çıkarılabiliyor. Bu işlem sonrasında, kişisel bakımınızı yaparak, iş ve sosyal yaşantınıza dönebilirsiniz.
11- Burnum gerçek şeklini ne zaman alacak?
Rinoplasti ameliyatı sonrasında burundaki ödemin azalması ve kemik ile kıkırdak yapıların iyileşmesi ortalama 3 ay sürüyor. Ancak burnun tam şeklini alması bir yılı bulabiliyor.
12- Ameliyat sonrasında nelere dikkat etmeliyim?
Ameliyat sonrasında,ilk zamanlarda dikişlere pansumanların yapılmasını ve kan pıhtılarının temizlenerek burnun temiz tutulmasını önerdiklerini belirten Dr. Cem Öz, dikkat edilmesi gereken diğer kuralları şöyle özetliyor:
– Tamponlar çıkarıldıktan sonra, burundaki tıkanıkları önlemek için steril tuzlu su spreyleri kullanın ve güçlü bir şekilde sümkürmekten kaçının.
– Alçı ve bantlar çıkarıldıktan bir ay sonra ödemi azaltmak için ödem azaltıcı kremlerle burnunuzahafif masajlar yapın.
– Koyu renk iz kalmasını önlemek amacıyla güneşten korunun ve 50 faktör koruyucu güneş kremi kullanın.
– Gözlük ve güneş gözlüğünü 3 ay boyunca takmayın.
– Deniz ve havuza en az bir ay girmeyin, eğer girdiyseniz suya atlamayın ve dalmayın.
– Spora en az bir ay ara verin.
– İlk 3 ay mümkün olduğunca düz ve yüksekte yatın, asla yüz üstü uzanmayın.
– Burnunuzu her türlü darbeden koruyun, silerken dikkatli olun ve sağa ya da sola çevirmeyin.
TÜBİTAK desteğiyle yürütülen bir araştırmada, internetten satılan zayıflama ilaçlarında ‘sibutramin’ adlı yasaklı madde tespit edildi. Kalp hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarına, hatta ölüme neden…Devamı için tıklayınız
ABD’de bilim insanları, D vitamini takviyesinin hücresel yaşlanmayı yavaşlatabileceğini tespit etti