Sahte cumhuriyetçilere kanmayın!
Geçen yıl ekim ayında Devlet Bahçeli’nin “Terörist başı Meclis’e gelsin DEM grubunda silah bırakıldığını ilan etsin!” çağrısından sonra 29 Ekim’de bu köşede yayımlanan yazımın son satırları şöyleydi:
Geçen yıl ekim ayında Devlet Bahçeli’nin “Terörist başı Meclis’e gelsin DEM grubunda silah bırakıldığını ilan etsin!” çağrısından sonra 29 Ekim’de bu köşede yayımlanan yazımın son satırları şöyleydi:
Kuşkusuz ilke terörün olmadığı, gerçekten demokratik bir Türkiye’dir. Demokrasi, erişilmesi ve mutlaka sürekli yaşanması gereken uygar insana yaraşır bir ülküdür.
Moskova’da hava günlük güneşlik. Uluslararası Moskova Üniversitesi’ndeyim. Üniversitenin dev sahnesi kırmızı ve beyaz çiçeklerle donatılmış. Burası siyasal bilgiler fakültesinin sahnesi, ortada uzun bir masa ve kocaman kuyruklu bir piyano.
İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.
Türkiye’nin müzelerini gezmeye başladığım 1970’li yılların başında, Yunan ve Roma döneminden günümüze kalan erkek heykellerindeki sistematik bir eksiklik dikkatimi çekerdi.
Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.
Kamuoyu, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve hapse atılması gerekçelerinde ikna olmadı…
Bir sezona daha veda ederken Trabzonspor son virajda, “belki”lerle yüklü kupa finalinde Galatasaray’a kaybedip, sevenlerinin umutlarını da Gaziantep’te çimlere gömdü.
Türkiye Psikiyatri Derneği Medya Kurulu üyesi Prof. Dr. Kaya, medya okuryazarlığının gerekliliğine dikkat çekti.
Bugün hayatta olup kutlamaları seyredebilenler, 80 yıl önce küçük çocuklardı, yaşı yetenler savaşın bittiği o büyük unutulmaz günü hayal meyal hatırlıyor.