Aşırı aktif mesane kadınları tehdit ediyor! Ani idrar yapma isteği en tipik belirtisi

Aşırı aktif mesane kadınları tehdit ediyor! Ani idrar yapma isteği en tipik belirtisi

“Ani idrarım geldi, yetişemedim”, “Çok sık idrara çıkıyorum, böbreklerim iyi çalışıyor”, “Evden çıkmadan önce mutlaka tuvalete girerim” Günlük hayatımızda yaşadığımız veya çevremizden sıkça duyduğumuz bu yakınmalar, toplumda “aşırı aktif mesane” olarak bilinen mesane hiperaktivitesi hastalığının sinyali olabilir.

Sesinize iyi bakın!

Sesinize iyi bakın!

Sesinize iyi bakın!
Yanlış ses kullanımı, ses bozukluklarına yol açarken, şarkıcı, avukat ve öğretmenlik gibi mesleklerde de performansı olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar, “Her 30 dakikada bir yudum suyla ses tellerinizi…Devamı için tıklayınız

Sebze-meyvedeki pestisiti yok eden Japon taktiği! Evdeki 2 malzeme yetiyor

Sebze-meyvedeki pestisiti yok eden Japon taktiği! Evdeki 2 malzeme yetiyor

İlkbaharın taptaze çilekleri, parlak renkleri ve iştah açıcı görünümleriyle sofralarımıza gelir. Ancak bu lezzetli meyvede gizlenen pestisitler sağlığımız için bir tehdit oluşturabilir. Bu aşamada, sadece su altında durulayarak yapılan temizlik yetersiz kalabiliyor. İşte Japonların sırrı.

Fırçalamak yetmez, yanlış diş ipi de çok tehlikeli! Doğrusu nasıl seçilir?

Fırçalamak yetmez, yanlış diş ipi de çok tehlikeli! Doğrusu nasıl seçilir?

Dişleri sadece fırçalamak her köşeyi ve bucağı temizlemez. Dişlerinizin beş yüzeyi vardır ve fırçalamak bunlardan yalnızca üçünü temizler. Diş ipi kullanmayı atladığınızda, diş yüzeylerinizin yüzde 40’ını temizlememiş olursunuz ve bu da dişlerinizin arasında plak ve bakteri birikmesine neden olur. Zamanla bu, çürüklere ve diş eti hastalıklarına yol açabilir, bu nedenle diş ipi kullanmak şarttır.

Diş ipi kullanmanın iki yöntemi vardır. İlk yöntem, ipin çoğunu orta parmaklarınıza sarıp baş parmaklarınız ve işaret parmaklarınızla yönlendirdiğiniz makara yöntemidir. Bu, bakteriyel çapraz kontaminasyonu önlemenin anahtarıdır. Diğer bir yöntem ise diş ipini bir daire şeklinde bağladığınız halka yöntemidir.

Her iki yöntem de etkilidir ve seçim tercihe ve rahatlığa bağlıdır. Makara yönteminin diş ipi üzerinde daha fazla kontrol sağladığını ve diş ipinin sürekli ayarlanması gerekmediği için çocuklar veya el becerisi sınırlı olanlar için genellikle daha kolay olduğu düşünülür.

Dişlerinizin aralığına bağlı olarak bazı diş ipi türlerinin diğerlerinden daha iyi çalıştığını görebilirsiniz. Dişleri sıkışık olan kişiler, daha ince diş ipinin parçacıkları gevşetmede daha etkili olduğunu fark edebilir. Dişlerinde büyük boşlukları veya aralıkları olan kişiler, daha kalın diş ipi veya interproksimal diş ipi cihazlarını deneyebilirler.

Mini diş ipi fırçaları, geleneksel diş fırçalarının etkili bir şekilde ulaşamadığı alanları temizlemek üzere tasarlandıkları için diş telleri, geniş aralıklar, diğer ortodontik veya diş cihazları olan hastalar için de uygundur.

Kadınlar bedenleriyle barışmalı! ‘Doğum sonrası deformasyonlar kader değil’

Kadınlar bedenleriyle barışmalı! ‘Doğum sonrası deformasyonlar kader değil’

Sorunlar modern tıpla çözülebilir

Kadınların bedenlerine dair duyduğu endişeler, toplumda uzun yıllardır konuşulmayan bir tabu olmuştur. Ancak, Kadın Doğum Uzmanı Dr. Mehmet Bekir Şen, doğum sonrası yaşanan fiziksel değişimlerin ve jinekolojik şikayetlerin utanılacak bir şey olmadığını ve bu sorunların modern tıp ile çözülmesi gerektiğini vurguluyor. Dr. Şen, kadınların bu konularda daha fazla konuşmalarının, hem fiziksel hem de duygusal sağlıkları için kritik bir adım olduğunu belirterek, toplumda farkındalık yaratmak adına önemli bir çağrıda bulunuyor.

‘Kadınlar bedenleriyle barışmak için utanmamalı, susmamalı’

Bugün hâlâ birçok kadın, aynaya baktığında kendini eksik hissediyor ve vücutsal değişiklikleriyle barışmakta zorlanıyor. Ne yazık ki, özellikle doğum sonrası yaşanan bazı fiziksel değişiklikler ve jinekolojik şikayetler, kadınlar tarafından utanç verici olarak görülüyor ve tedavi edilmeden geride bırakılıyor. Kadın Doğum Uzmanı Dr. Mehmet Bekir Şen, bu sorunların konuşulması gerektiğinin altını çiziyor: “Kadınlar bedenleriyle barışmak için utanmamalı, susmamalı. Doğum sonrası oluşan deformasyonlar ve rahatsızlıklar, kader değildir. Modern tıp, bu sorunlara birçok güvenli ve etkili çözüm sunmaktadır.”

Yaşanılanlar tedavi edilebilir durumlar

Dr. Şen, doğum sonrası vajinal gevşeme, idrar kaçırma, estetik deformasyonlar ve cinsel hazzın azalması gibi sorunların, pek çok kadının yaşadığı ve tedavi edilebilir durumlar olduğuna dikkat çekiyor. Ancak, utanç duygusu nedeniyle bu problemler dile getirilmediği için, tedavi şansı kaçıyor. “Vajinoplasti, labioplasti, lazerle vajinal yenileme, idrar kaçırma tedavileri gibi pek çok güvenli çözüm mevcut. Bunlar, kadınların yaşam kalitesini artırırken, sağlıklı bir yaşam sürmelerine de olanak tanır” diyen Dr. Şen, kadınları bu konuları hekimleriyle açıkça paylaşmaya çağırıyor.

Bedeninizi sevin ve kendinize izin verin

Dr. Şen, kadınların vücutlarındaki değişimlere karşı duyduğu utanma hissini aşmalarının önemli bir devrim olduğunu ifade ediyor: “Doğum bir mucize, ancak doğum sonrası yaşanan değişimler de doğal ve normaldir. Vücudunuzda yaşadığınız her değişim, utanılacak bir şey değildir. Sorun yaşadığınız her konuda konuşmak ilk adımdır.” Kadınların, özgüvenlerini yeniden kazanabilmek ve kendilerini sevebilmek için bedenleriyle barışması gerektiğini belirten Dr. Şen, “Kadınlar, bedenlerindeki her değişimi kabul ederek, kendilerine sağlık ve güzellik için izin vermelidirler. Gerçek güç, cesurca ifade edebilmekte yatıyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Toplumsal devrim: Konuşmaktan utanmayın

Kadın Doğum Uzmanı Dr. Mehmet Bekir Şen, bu yeni yaklaşımın toplumsal bir sessizliği bozacağını ve kadınların kendi bedenlerine dair seslerini daha güçlü bir şekilde duyurmalarına olanak tanıyacağını söylüyor. “Kadınlar, yardımı istemekten çekinmemeli ve bedenlerine dair yaşadıkları her konuda konuşmaktan utanmamalıdır. Toplum olarak, kadınların bedenlerini sahiplenmelerine destek olmalıyız,” diyor.

Bebekle kurulan bağ, dünyasını şekillendiriyor! ‘Anne kendine iyi bakmalı’

Bebekle kurulan bağ, dünyasını şekillendiriyor! ‘Anne kendine iyi bakmalı’

Anne ile bebek arasındaki duygusal bağın, yaşamın ilk anlarından itibaren bebeğin dünyayı nasıl algılayacağını belirlediğini aktaran Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, söz konusu ilginin bebeğin duygusal gelişimi ve dünyayı algılayış biçimi üzerinde nasıl etkileri olabileceğine dair açıklamalarda bulundu.

Sakızın da artısı eksisi var! Çiğneyince diş fırçası gibiymiş ama tek şartla

Sakızın da artısı eksisi var! Çiğneyince diş fırçası gibiymiş ama tek şartla

İster öğle yemeğinden sonra nefesinizi tazelemek için ister bir şeye odaklanmak için çiğniyor olun. Sakız gerçekten ağız sağlığınıza yardımcı mı oluyor mu yoksa içten içe size zarar mı veriyor? Diş hekimleri sakız çiğnemenin artılarını ve eksilerini masaya yatırdı. İşte tüm detaylarıyla sakız çiğnemenin gerçek yüzü!

Diş eti çekiliyorsa kemik de eriyordur! Uzmanı açıkladı: Nedeni diş taşı

Diş eti çekiliyorsa kemik de eriyordur! Uzmanı açıkladı: Nedeni diş taşı

Diş diplerinde sarılık fark ediliyorsa çekilme olabilir!

Diş eti çekilmelerinin genel olarak diş taşlarına bağlı olarak oluştuğunu kaydeden Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Diş taşı birikimiyle birlikte diş eti itilmesi gerçekleşir. Frenulum dediğimiz ağız içerisinde bir takım kas bağlantıları vardır. Bu kas bağlantıları bazen dişe yakın yerden bağlandığı için dudağın her hareketiyle diş etinin çekilmesine sebep olur” dedi. Bu gibi durumlarda frenektomi denilen işlemle kas bağlantısının alındığını dile getiren Güler, “Tırnakla diş etini geri itme ağıza kalem, anahtarlık gibi ürünler alma ve agresif diş fırçalama gibi durumlarda diş eti geri çekilebilir. Diş normalde daha beyaz kök ise sarı renklidir. Bakıldığında bu renk ayrımı anlaşılır. Sarılık fark ettiğimizde diş eti çekilmesi yaşanmış olabilir” açıklamasını yaptı.

Diş eti çekilmesi kemik kaybının da göstergesi!

Diş etinin sadece kendisinin yalın olarak çekilmediğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, şöyle devam etti: “Diş eti ile kemik arasında her zaman belirli bir mesafe vardır. Dolayısıyla diş eti çekildiği zaman kemikte çekilmiş, erimiştir. Yani kemik kaybı da vardır. Dişin kökünü kemik üzerinde tutan alveolitlerdir. Bunda erime olursa diş sallanmaya başlar, zamanla çekilmesi gerekebilir. Aynı zamanda diş eti çekilmesi olan dişte kök yüzeyi açıktadır. Kök yüzeyi çok pürüzlü bir yapıya sahiptir, mine gibi pürüzsüz değildir. Bu nedenle yemek artıklarının daha fazla oluşmasına neden olur. Temizlenmesi çok daha zordur. Temizlenmemesi durumunda da diş çürüklerine sebep olabilir.”

Diş etinin eski konumuna getirilmesi her hastaya uygulanamayabilir!

Diş taşı birikimiyle alakalı diş eti çekilmelerinin altı ayda bir diş temizliği yapılarak önlenebileceğinin altını çizenDr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Bunun dışında frenulum ile ilgili ya da kişinin kendi ağız içini etkileyen müdahaleleri ile diş eti çekilmesi durumunda onların tedavisi yapılmalıdır. Diş etinin yeniden eski konumuna getirilmesi her hastada yapılamaz. Ağız içi ölçümler uygunsa damaktan aldığımız parçalarla diş etinin çekilmesine cerrahi operasyonla müdahale edilebilir” dedi.

Bronşit Nedir?
|

Bronşit Nedir?

Bronşit, bronşların iltihaplanmasına bağlı olarak gelişen bir hastalıktır. Bronşlar, akciğerlere hava taşıyan tüplerdir. Bronşitte bronşlarda mukoza üretiminin artması ile öksürüğün başladığı bronşite virüsler ve bakteriler neden olur. Bronşit Nedir?

Göz Nezlesi Nedir?
|

Göz Nezlesi Nedir?

Göz nezlesi, göz kapağının iç yüzeyini ve göz küresini kaplayan şeffaf doku olan konjonktivanın iltihaplanmasıdır. Konjonktivit olarak da bilinir ve genellikle “pembe göz” olarak adlandırılır, çünkü enfekte olan gözün beyaz kısmı kızarır ve gözde belirgin bir pembelik görülür. Göz Nezlesi Nedir?