Hollanda’da bir şekerleme markasının ürünlerinde uyuşturucu tespit edildi
Almanya merkezli bir şekerleme markası, Hollanda’da satışa sunulan bazı ürünlerinde uyuşturucu izine rastlanmasının ardından ülkedeki tüm stoklarını tedbir amaçlı geri çağırdı
Almanya merkezli bir şekerleme markası, Hollanda’da satışa sunulan bazı ürünlerinde uyuşturucu izine rastlanmasının ardından ülkedeki tüm stoklarını tedbir amaçlı geri çağırdı
Saç boyaları ile kan hastalıkları arasındaki ilişki, uzun süredir bilim dünyasında tartışılan bir konu. Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Aysun Halaçoğlu, özellikle eski nesil saç boyalarının kanserojen etki gösterebileceğine dikkat çekiyor. Halaçoğlu, bu nedenle saç boyama alışkanlıklarında daha güvenli yöntemlerin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı
Ülkemizde bayram denilince akla ilk gelenin mangal olduğunu söyleyen Diyetisyen Banu Özbingül Arslansoyu, yanlış pişirilen etlerin kansere davetiye çıkarabileceğine dikkat çekti.
Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – 92 yaşındaki Şerife Ay’ın bilinen ciddi bir sağlık sorunu yoktu. Eşini kaybettikten sonra Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde yaşayan çocuklarının yanına taşınmış, hayatına sakin bir şekilde devam ediyordu. Ancak 5 Şubat sabahı her şey değişti. Karnında aniden başlayan şiddetli ağrı kısa sürede kusma nöbetlerine dönüştü. Endişelenen çocukları vakit kaybetmeden onu hastaneye götürdü. Yapılan tetkikler doktorları bile şaşkına çevirdi: Ay’ın mide ve ince bağırsağında çok sayıda yabancı cisim vardı. Üstelik kan değerleri de normalin oldukça üzerindeydi. Acil olarak ameliyata alınan yaşlı kadının bağırsağını tıkayan 4 santimetrelik taş çıkarıldı. Ancak asıl şok, operasyon sırasında yaşandı. Doktorların ifadesine göre bu taş, bağırsaktaki çürüme ve delinmeye neden olan yığınların yalnızca başlangıcıydı.
Şerife Ay
AA’nın haberine göre Zonguldak BEUN Hastanesi’nde gerçekleştirilen operasyonda ince bağırsağın çürüyen ve delinen kısımları doktorlar tarafından alındı ve sağlıklı bölümleriyle birleştirildi. Şerife Ay’ın yaşadığı sağlık sorununun bir numaralı nedeni midesinden çıkan 28 hurma ve 35 zeytin çekirdeğiydi. Üstelik toplam 63 çekirdeğin yanı sıra hurma çekirdeklerinin sertleşmesiyle oluşan 5-6 santimetre büyüklüğünde 5 taş da çıkarıldı. 2 saat süren ameliyatın ardından 5 günlük yoğun bakım sürecini tamamlayan Şerife Ay sağlığına kavuştu.
‘ÇEKİRDEKLERİ AYIRACAKTIM, SUÇ BENDE’
Hurma ve zeytin yemeyi çok seven Şerife Ay’ın midesinde biriken 63 çekirdek ve taşlaşmış parçalar yılların birikimiydi. Hurma ve zeytin yerken yuttuğu çekirdeklerin ona bu kadar zarar vereceğini bilmiyordu. Sağlığına kavuştuktan sonra verdiği röportajda şu cümleleri kullanarak hem kendi sürecini anlattı hem de aynı hatayı yapan kişileri uyardı:
92 yaşındaki Şerife Ay, hurma ve zeytin çekirdeklerini yutan ilk kişi değil. Üstelik bunu yapanların sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Çünkü halk arasında yıllardır dolaşan yanlış bir bilgi var. Hurma ve zeytin çekirdeklerinin zararsız olduğu, hatta bazılarına göre mideye inmeden yemek borusunda erimeye başladığı düşünülüyor. Ancak bu iddiaların hiçbir bilimsel dayanağı yok. Gastroenteroloji Uzman Prof. Dr. A. EmreYıldırım dakulağa hoş gelen bu iddiaların yalnızca bir hayâl ürünü olduğunu ve aslında ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiğinin altını çiziyor.
DOĞAL OLUNCA FAYDALI DA OLMUYOR
Prof. Dr.Yıldırım, bugüne kadar yapılan bilimsel araştırmaların zeytin çekirdeği yutmanın faydalı olduğuna dair hiçbir geçerli veri ortaya koymadığını, bazı deneysel çalışmalarda yeşil zeytin çekirdeğin laboratuvar ortamında asitle parçalandığında hücresel düzeyde iltihap azaltıcı, ağrı kesici ve antioksidan etkiler gösterebileceğini belirtti. Ancak hiçbir insan çalışmasında bu etkilerin doğrulanmadığını ve zeytin çekirdeğinin tedavi edici veya hastalık önleyici bir ajan olarak önerilmediğini de ekledi. Çekirdeğin insan midesinde sindirilerek parçalanabileceğine ve yararlı maddelerinin kan dolaşımına geçtiğine dair kanıt bulunmadığına dikkat çeken Prof. Dr. A. EmreYıldırım,“Sağlık açısından hiçbir kanıtı olmayan bir uygulamanın ‘doğal’ olduğu gerekçesiyle faydalı kabul edilmesi mümkün değil” dedi.
‘OLUŞAN TAŞ KÜMELERİ İÇİN OPERASYON ŞART’
Yutulan sert çekirdeklerin mide ve bağırsaklarda birikerek tıkanıklık, bağırsak delinmesi ve hatta apandisit gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açtığına dair birçok vakanın bilimsel literatürde belgelendiğini belirten Prof. Dr. A. EmreYıldırım, “Özellikle sindirim sisteminde ‘taş kümesi’ oluşturmuş çekirdeklerin cerrahi müdahale gerektiren komplikasyonlara neden olduğu biliniyor. Öyle ki birçok hasta ancak ameliyatla bu sağlık problemlerinden kurtulabilir“ açıklamasını yaptı.
Gastroenteroloji uzmanları tarafından mide şikayetleri nedeniyle yapılan endoskopik incelemelerde zeytin çekirdeğinin mide içinde görüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Yıldırım, karşılaştığı bir vakayı da şöyle anlattı:
Prof. Dr. A. EmreYıldırım, “Tıpkı zeytin ve hurma çekirdeğindeki gibi erik, şeftali ve kayısı türünde sert çekirdek içeren meyvelerin kendileri sağlıklı olsa da çekirdeklerinin faydalı olduğuna dair iddialar bilimsel gerçeklerden uzaktır“ diye de ekledi.
SAKIZ VE KARPUZ DA AYNI DERECEDE TEHLİKELİ
Meyve çekirdeklerinin yanı sıra sakız yutmanın da zararsız olduğuna dair yaygın bir inanış var. Hatta çoğu kişi, sakızın sindirilemese bile dışkıyla atıldığını, bu yüzden bir zararının olmadığını düşünüyor. Ancak bu düşünce son derece yanıltıcı olabilir, “Bir kereden bir şey olmaz” rehavetine kapılmak ciddi sonuçlar doğurabilir.Prof. Dr. A. EmreYıldırım sakızın da tıpkı çekirdek gibi midede en çok taşlaşan, mide ve ince bağırsağı tıkayan maddeler arasında yer aldığının altını çizdi.
Gerek bilerek gerek yanlışlıkla irili ufaklı meyvelerin keskin ya da yumuşak çekirdeklerini yutmuş olun Prof. Dr. A. EmreYıldırım’a göre çekirdeklerin adediyle ilgili net bir şey söylemek mümkün değil. Hastanın anatomisi, bağırsak yapısına veya bağırsağında darlık olup olmamasına göre tek bir çekirdek yutmak bile sıkıntı yaratabilir.Prof. Dr. A. EmreYıldırım geleneksel ve bilimsel geçerliliği olmayan yöntemlerin tehlikesini hatırlatarak sözlerini şöyle noktaladı:“Modern tıbbın ve uzman hekimlerin önerilerine güvenmeli, kulaktan dolma bilgilerle sağlığınızı tehlikeye atmamalısınız.”
Tütün ve tütün ürünleri kullanımının, akciğer kanseri başta olmak üzere diğer kanserlerin gelişiminde, KOAH (kronik obstruktif akciğer hastalığı), tekrarlayan alt ve üst solunum yolları gibi birçok solunum yolu hastalığının ortaya çıkmasında temel etken. Hastalıkların en önemli 3 belirtisi ise; 3 haftadan uzun süren öksürük, nefes darlığı ve balgam (kanlı da olabilir) şeklinde biliniyor. Tütün ve tütün ürünleri kullanımı akciğer sağlığını olumsuz etkilemektedir. Kullanıldığı andan itibaren bütün organlara zarar vermeye başlamaktadır.Neden olduğu başlıca hastalıklar;
-KOAH
-Akciğer kanseri
-Tekrarlayan alt ve üst solunum yolu enfeksiyonları
-Diğer organ kanserleri
-Kalp ve damar hastalıkları
Pasif içicilik de akciğer hastalıklarına neden olabilir
Tütün ürünleri kullanmayan bir birey de, pasif içicilik yoluyla akciğer hastalıklarına yakalanabilmektedir. Tütün sadece kullanan kişiye değil, çevresine de zarar vermektedir. Özellikle risk grubundakiler, çocukluk dönemi maruziyeti olanlar ve kadınlardır. Evde veya kapalı ortamlardasigaraiçilmesi çocuklarda astım ve akciğer hastalıklarına neden olmaktadır.Sigaraiçmeyen kadın KOAH hastalar olabilmektedir.
Akciğer kanserine yakalananların %90’ısigaratüketiyor
Akciğer kanseri başta olmak üzere, karaciğer, mesane, dil, dudak, gırtlak ve yemek borusu kanserlerine de neden olabilmektedir. Akciğer kanseri olanların ve KOAH olanların %90’ısigarakullananlardır. Kadınlarda KOAH görülme artışısigarakullanımının artmasıyla orantılıdır. Tütün ve tütün ürünleri içerisinde nargile, sarmasigarave elektroniksigaralar da vardır. Elektroniksigarazararsız sanılmaktadır fakat solunum sistemine verdiği hasar akciğer gelişimini tamamlamamış gençler için çok tehlikeli olmaktadır. Uzun vadede etkileri daha net ortaya çıkacaktır ama şuanda bile etkileri görülmektedir. Elektroniksigarakullanan kişilerde, akciğer sönmesi ve akciğer zarında sıvı birikmesi gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir.
3 haftadan uzun süren şikayetlerde hekime başvurulmalıdır
Hastalar en çok 3 haftadan uzun süren öksürük, kanlı balgam ve nefes darlığı belirtileriyle hastaneye başvurmaktadır. Hastalıkların tanısında kullanılan en önemli tetkikler ise akciğer grafisi ve solunum fonksiyon testidir. Solunum fonksiyon testi, astım ve KOAH tanısında en önemli yol göstericidir. Akciğer grafisi ise, ciğerlerdeki kitle veya nodüllerin saptanmasına yardımcı olmaktadır. 50 yaş üstüsigaraiçen kişilerin, 3 haftadan uzun süren öksürük, nefes darlığı ve balgam (kanlı da olabilir) gibi şikayetleri var ise tomografi çektirmesi önerilmektedir. Hasta, 50 yaş altında balgam ve öksürük belirtilerine sahip ise yine ileri tetkikler yapılması gerekebilir.Sigaraiçme süresi 20 yılı geçmiş kişilerin, düzenli olarak yıllık akciğer grafisi ve solunum fonksiyon testi yaptırması gerekmektedir.
Bağımlılığın önlenmesi için farkındalık oluşturulmalı!
Tütün ürünleri kullanımının zararlarını insanlara aşılamak, kullanan kişinin bağımlılığını önlemek ve bırakmaya yönlendirmek gerekmektedir. Özellikle genç yaştaki kullanıcılarda farkındalık oluşturulması çok önemlidir. Bazı hastalar hemsigaranın etkilerinden korkmakta hem de bağımlılık nedeniylesigarakullanımına devam etmektedirler. Onlara günümüzde birçok yöntem kullanıldığı anlatılmalı ve destek alındığı takdirde bırakabilmenin mümkün olduğu konusunda bilgilendirme yapılmalıdır. İş yerlerinde bilinçlendirme toplantıları yapılmalıdır. Hekimler tarafından da hastalara ilk olaraksigarayı bırakması gerektiği vurgulanmaktadır.
İzmir’de mide ağrısı şikayetiyle başvurduğu hastanede kalbi 2 kez duran, 2 kez de ölümcül ritim bozukluğu yaşayan hasta, doktorların zamanında yaptığı müdahale sayesinde iyileşti
İngiltere’de araştırmacılar, bir tür cilt kanseri olan melanomun, kadın ve erkeklerde kıyafet tercihleri, beden ölçülerindeki farklılıklar ve saç şekilleri gibi etmenler nedeniyle farklı vücut bölgelerinde daha sık görüldüğünü tespit etti