KKKA 22 yılda 819 kişinin ölümüne yol açtı
Türkiye’de 2002 yılından itibaren Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı nedeniyle 17 bin 132 vaka görüldü, bunlardan 819’u hayatını kaybetti
Türkiye’de 2002 yılından itibaren Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı nedeniyle 17 bin 132 vaka görüldü, bunlardan 819’u hayatını kaybetti
Adana’da doğduğunda alınan topuk kanından ‘fenilketonüri’ hastalığı erken dönemde teşhis edilen ve tedaviyle birlikte yaşıtlarından zeka gelişimi bakımından hiçbir farkı olmayan E.K., (10) aynı zamanda bu hastalığın ulusal tarama programına alınmasından önce doğan ağabeyi ve ablasının da sağlığına kavuşmasına olanak sağladı. Anne Cennet Kara, “10 yaşındaki oğlumun doğumunda topuk kanı verdiğimiz için diğer büyük çocuklarımın da hayatı kurtuldu. Şu an çok sağlıklı ve başarılılar. İyi ki topuk kanı vermişiz. Şu an olsa hiç tereddüt etmeden yine aynı şeyi yaparım” dedi
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hidayet Erdöl, denizden çıktıktan sonra iyi bir durulama yapmanın önemli olduğunu, herhangi bir tahrişin kalıcı etki bırakabileceğini söyledi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan “İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa” uygulaması kapsamında vücut kitle indeksi ölçümü yaptırdı
Gece uyurken aldığınız pozisyon bütün duruşunuzu etkiler. Eğer çökmeye veya kamburlaşmaya meyilliyseniz basit değişiklikler daha iyi hizalanmayı destekleyebilir ve zamanla biriken gerginliği hafifletmeye yardımcı olabilir. Peki yanlış alınan yatış pozisyonları ve gün içinde yapılan duruş bozuklukları nelerdir?
Doç. Dr. Aslıhan Candevir, kavurucu sıcaklarda sıvı kaybına karşı su tüketiminin önemini vurgularken, halk arasındaki ‘Terliyken soğuk su içme, hasta olursun’ söylemlerinin bilimsellikten uzak bir şehir efsanesi olduğunu söyledi. Bu söylemin benzerinin dondurma için de yapıldığını hatırlatan Candevir, “Soğuğun herhangi bir şekilde enfeksiyon yaptığı ya da bademcik iltihabına neden olduğu doğru değil. Yazık, çocuklarımızı dondurmadan mahrum etmeyelim. Yalnız içerisinde şeker barındırması açısından çok fazla tüketmek sağlıklı olmaz” dedi
Çölyak, gluten tüketiminden sonra ince bağırsakta ortaya çıkan bağışıklık reaksiyonudur. Zamanla bu bağışıklık yanıtı ince bağırsağın yüzeyindeki hücreleri bozar ve bu hücrelerin bozulması da bir emilim bozukluğuna yol açmaktadır. Gluten buğday, arpa ve çavdarın içinde bulunmaktadır. Bazı ilaçlarda, takviye gıdalarda, vitaminlerde ve bitki çaylarında da koruyucu olarak gluten bulunmaktadır.
Çocuklarda büyüme geriliğine neden olabilir
Genellikle hastalarda ince bağırsaktaki hasarlanma nedeniyle ishal, yorgunluk, kilo kaybı, gaz ve kansızlık gibi semptomlar ortaya çıkmaktadır. Çocukluk çağında genellikle malabsorbsiyon denilen vitaminlerin emilim bozukluğu çok belirgindir ve büyüme- gelişme geriliğine neden olabilmektedir. Mide bulantısı, kusma, kronik ishal, gaz, büyüme ve gelişme geriliği, kısa boy ve kilo kaybı sık görülmektedir.
Yetişkinlerde ciddiye alınması gereken 6 önemli belirti!
1- İshal
2- Kilo kaybı
3- Mide bulantısı ve kusma
4- Karın ağrısı
5- Gaz ve karında şişkinlik
6- Yorgunluk ve halsizlik
Nadiren görülen belirtiler
– Sebebi bilinmeyen demir eksikliği anemisi
– Osteoporoz (Kemik erimesi ve kemik kaybı)
– Ciltte kaşıntı ve döküntü
– Ağız içi yaralar
– Baş ağrısı ve baş dönmesi
– Karaciğer fonksiyon testlerinde yükselme
Çölyak tanı testleri, gluten tüketimi eşliğinde yapılmalı
Çölyak hastalığı tanısı için tarama testleri yapılmaktadır. Tanının konulması için hasta mutlaka gluten tüketimine devam etmelidir. Bazı hastalar gluten tükettiğinde şişkinlik ve gaz sorunu yaşadığı için gluten diyetine girmektedir. Bu durumda tarama testleri yapıldığında her şey normal çıkabilmekte ve doğru tanı konulamamaktadır. Belirgin şikayetleri olmayan hastalara öncelikli olarak kan tetkikleri yapılmaktadır. Sonuçlardan herhangi biri pozitif gelirse, ince bağırsaktan endoskopi ile biyopsi alınarak, çölyak tanısı konulmaktadır. Çölyak hastalığının genetik göstergesi olan kan testleri de yapılmaktadır.
Glutensiz beslenme tedavinin temeli
Çölyak otoimmün yani bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalık olduğu için, diğer hastalıklarla görülme ihtimali artar. Otoimmün tiroid hastalıkları, otoimmün dermatolojik hastalıklar ve tip 1 diyabetle birlikte görülebilmektedir. Genetik yatkınlığı olan bireylerde gluten maruziyetiyle tetiklendiği için glutensiz beslenme bu hastalığın tedavisinin temelidir. Beslenmeye dikkat edilmezse, uzun vadede ince bağırsakta lenfoma riski ve gastrointestinal sistem kanserlerinin riski de artmaktadır. Glutensiz diyette tüketilebilecek besinler ise şunlar:
– Katkısız yulaf
– Mısır
– Pirinç
– Kara buğday
– Nohut
– Patates
– Soya fasulyesi
– Fındık ve fasulye unu