Müzik hastalara iyi geliyor
Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Ünal Önsüz, müzik terapisinin hastaların kaygı, ağrı ve yorgunluk düzeylerinde anlamlı bir azalma sağladığını belirtti
Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Ünal Önsüz, müzik terapisinin hastaların kaygı, ağrı ve yorgunluk düzeylerinde anlamlı bir azalma sağladığını belirtti
Milliyet.com.tr ÖZEL – Ortada kabus yok, sessizlik hakim, ama zihninizdeki düşüncelerin ağırlığı sizi uykunuzdan ediyor. O e-postayı gönderdiniz mi? Çocuğunuzun öksürüğü kötüleşirse ne olacak? Toplantıda o sözü neden söylediniz?
Kaygı bozukluğu yaşayan her yaştan insanla çalışan bir psikolog, bu duruma “gece yarısı zihin sarmalı” diyor. Günün sessizliğinden sıkılan beyin, gece yarısı bir talk show başlatır gibi devreye giriyor. Ancak bu şovun sunucusu, konuğu ve izleyicisi sizsiniz ve bu hiç de komik değil.
Psikolog, yıllardır bu durumu yaşayan danışanlarına dört kelimelik bir cümle öneriyor:
“Bu düşünce bekleyebilir.”
Bu basit ifade, birçok kişiye yardımcı oluyor. Neden mi?
– Kısa ve hatırlaması kolay, gece 03.00’te bile aklınıza gelebilir.
– Düşünceyi bastırmaz, sadece ertelenmesini sağlıyor.
– Aciliyet hissini azaltıyor, kaygıyı besleyen döngüyü kırıyor.
– Duraklama becerisini güçlendiriyor.
Çoğu gece uyanışı, gerçek bir acil durumla ilgili değil. Beyin, sürekli meşgul olacak bir sorun arama mekanizmasına sahip. Bu düşüncelere odaklandığınızda, adrenalin devreye girerek uyanık kalmanıza yol açıyor. Oysa sorunları çözmeye çalışmak yerine, sakinleşmeye geçiş yapmak daha etkili.
‘Bu düşünce bekleyebilir’ ifadesi nasıl daha etkili kullanılabilir?
Nefesle birleştirin: “Bu düşünce bekleyebilir” derken yavaşça nefes alıp verin.
Tekrarlayın: Zihin dağılırsa, ifadeye dönün. Bu bir başarısızlık değil, zihinsel bir egzersiz.
“Düşünce kavanozu” hayal edin: Endişelerinizi zihninizde bir kavanoza koyun. Sabah hala önemliyse, o zaman açarsınız.
Telefona bakmayın: Mavi ışık ve sosyal medya, uykuya dönmenizi zorlaştıracak.
Geceleri uyanmak normal. Önemli olan, bu anlarda ne yaptığınız. “Bu düşünce bekleyebilir” sihirli bir formül değil, ama zihninize verdiğiniz nazik bir sinyal.
Çünkü bazen bir sorunu çözmenin en iyi yolu, gece 03.00’te çözmeye çalışmamak.
Dil becerilerinde yavaş ve ilerleyici bozulmayla ortaya çıkıyor!
Birincil ilerleyen dil kaybı olarak da bilinen Primer Progresif Afazi’nin (PPA), yavaş ilerleyen ve genellikle konuşma ve dil becerilerini etkileyen nadir bir nörolojik hastalık olduğunu dile getirenProf. Dr. Sultan Tarlacı, “Bu durum,Alzheimerhastalığı gibi diğer demans türlerinden farklı olarak, başlangıçta sadece dil işlevlerini etkiler ve zamanla diğer bilişsel alanlara yayılmadan önce konuşma ve dilde kelime kayıpları ile belirgin bozulmalara yol açar” dedi. PPA’nın en belirgin özelliğinin, dil becerilerinde yavaş ve ilerleyici bir bozulma olduğunu aktaran Tarlacı, bu bozulmaların, genellikle dil üretiminde veya anlama becerilerinde ortaya çıktığını ifade etti.
PPA, psikiyatrik konuşma bozukluğu ile karıştırılabiliyor!
Karşılaşılan vakaların birçoğunun psikiyatrik konuşma bozukluğu zannedildiğini ve hastaların psikolojik nedenlerle konuşmak istemediğinin düşünüldüğünü kaydedenProf. Dr. Sultan Tarlacı, “Bu şekilde karşılaştığımız vakalar var; 10 yıl boyunca psikolojik konuşma bozukluğu zannedildiği için o şekilde takip edilmiş. Genelde konuşma kaybı, kelime kaybı ve anlama kaybı olunca içe çekilme ile psikolojik sanılıyor. PPA başlangıçta yalnızca dil işlevlerini etkilerken, hastalığın ilerleyen aşamalarında diğer bilişsel işlevlerde de bozulmalar görülebilir. Bu, hasta kişilerin daha genel bilişsel işlevlerde de sorun yaşamaya başlaması anlamına gelebilir” şeklinde konuştu.
Erkeklerde kadınlardan iki kat daha fazla görülüyor!
PPA’nın ilk olarak 1982 yılında, dünyanın en iyi sinirbilmcilerinden biri olan Türk asıllı Marsel Mesulam tarafından tanımlandığını ifade edenProf. Dr. Sultan Tarlacı, şunları söyledi: “Marsel, PPA’yı demansın eşlik etmediği dil yetisi kaybı (afazi) olarak tanımladı. Ortalama olarak, dil kaybının ilk semptomların ortaya çıkmasından yaklaşık beş yıl sonra, PPA belleği ve diğer bilişsel fonksiyonları ve ayrıca davranışı etkilemeye başlar. Erkeklerde kadınlardan iki kat daha fazla görülür. PPA’lı insanlar genellikle karmaşık işler yapabilir ancak konuşma veya dil konusunda zorluk çekebilirler. Hastalık ilerledikçe, yazılı veya sözlü kelimeleri konuşma ve anlama zorlaşır.”
Empati, sabır ve duygusal destek önemli!
Primer Progressif Afazi’yi fark edebilmek için hastaya ve yakın çevresine önerilerde bulunanProf. Dr. Sultan Tarlacı, “Hastanın konuşurken kelimeleri bulmakta zorlanıp zorlanmadığını veya sık sık duraksayıp duraksamadığını gözlemleyin” dedi. Kelimelerin veya cümlelerin anlamını anlamakta zorluk yaşanıyorsa, hastanın kelime seçimlerinde veya ifadelerinde belirsizlikler olabileceğine vurgu yapan Tarlacı, “Cümle yapısında bozulmalar, gramer hataları veya eksik cümleler fark ediliyorsa, bu PPA’nın bir işareti olabilir. Hastanın sosyal etkileşimlerde veya günlük konuşmalarda zorluk yaşayıp yaşamadığı, davranışlarında veya ruh halindeki değişiklikler gözlemlenmeli. PPA hastaları genellikle iletişim zorluklarından dolayı frustrasyon veya sosyal çekilme yaşayabilirler. Hastanın yaşadığı zorluklar karşısında empati ve sabır göstermek önemlidir. Dil bozuklukları kişisel ve duygusal bir etki yaratabilir, bu nedenle duygusal destek sağlamak büyük önem taşır” açıklamasını yaptı. PPA’nın tanısı ve yönetimi için bir nörolog veya konuşma terapisti ile görüşmenin önemli olduğunu da sözlerine ekleyen Tarlacı, uzmanların, hastanın belirtilerini değerlendirerek, hikayesi, beyin görüntüleme testleri ve dil testleri ile genelde rahatlıkla tanı koyabileceklerini söyledi.
TMU, PPA için bir tedavi yöntemi olarak değerlendiriliyor…
Primer progresif afazi (PPA) gibi dil ve konuşma bozukluklarında tedavi ve yönetim stratejilerinin etkinliğinin, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabileceğine ve hastanın yaşam kalitesini artırabileceğine dikkat çekenProf. Dr. Sultan Tarlacı, “Bu bağlamda, Transkraniyal Manyetik Uyarım (TMU), PPA’da uygulanabilecek bir tedavi yöntemi olarak değerlendirilmektedir” dedi. TMU’nun, beyin bölgelerine manyetik alanlar uygulayarak sinir hücrelerinin aktivitesini modüle etmeyi amaçlayan non-invaziv bir nöromodülasyon yöntemi olduğunu dile getiren Tarlacı, sözlerini şöyle tamamladı: “Uygulama sırasında, kafa derisine yerleştirilen bir bobin aracılığıyla beynin belirli bölgelerine kısa süreli manyetik darbeler gönderilir. Bu manyetik darbeler, beyin hücrelerinin elektriksel aktivitesini etkileyebilir. TMU, beynin plastisite yeteneğini artırarak dil işleme ve konuşma becerilerinin iyileşmesine yardımcı olabilir. Beyindeki bozulmuş dil bölgelerinin işlevini destekleyerek, dil becerilerinde iyileşme sağlayabilir. TMU, genel bilişsel işlevleri desteklemeye ve potansiyel olarak diğer bilişsel bozuklukların etkilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu, dil becerileri ile ilgili kognitif süreçlerin iyileşmesine katkıda bulunabilir. TMU, bazı hastalarda duygusal ve psikolojik durumların iyileşmesine yardımcı olabilir. Dil bozuklukları ile ilişkilendirilen frustrasyon ve stresin azaltılmasına katkıda bulunabilir.”
Bilim insanları MR, PET gibi beyin görüntüleme teknikleriyle yalnızlığın etkisini gözlemledi. Uzun süreli yalnızlığın hem ruhsal hem fiziksel sorunlara neden olduğu ortaya çıktı. Kronik yalnızlık, en çok…Devamı için tıklayınız
Sağlık Bakanlığı, plajlar ile göl ve deniz kıyılarında su kalitesini izlemek amacıyla 35 ilde 1700’e yakın noktada düzenli numune alarak mikrobiyolojik analiz yapıyor
“Sürekli yorgun ve bitkin hissediyorum”, “Sabahları yataktan kalkmakta zorlanıyorum”, “Kendimi bir türlü ısıtamıyorum, sürekli üşüyorum”, “Su içsem kilo alıyorum”… Bu ve benzeri şikayetler Hashimoto (Haşimato) hastalığının belirtileri olabilir. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynep Ece Demirbaş, Hashimoto’nun öne çıkan 10 belirtisini sıraladı.
Yeni yapılan bir çalışma, bisiklet binmenin beyin sağlığına yürüyüşten daha faydalı olduğunu gösterdi. JAMA Network Open dergisinde yayınlanan araştırmada, ortalama yaş aralığı 57 olan 480 binden fazla…Devamı için tıklayınız