Şer olan, yok olmaya mahkûmdur!

Siyonist şebeke, azabının çabuklaştırılmasını yeğliyor. Bu denli sınır tanımazlık, güç ve üstünlük gibi görülüyorsa da günün sonunda dünyanın bütün vicdan sahiplerinin öfkesiyle karşılaşma gibi bir durum söz konusu olabilecektir. Ve zafer barbarlar karşısında ses yükseltenlerin olacaktır. Râzî’nin dediği gibi “Hayır dâimî, şer ârizîdir ve dâimî olan ârizî olandan daha güçlüdür.” Siyonist israil; Gazze’de vahşet sergilemeye devam ederken ve dünya çapında bir küresel intifada başlamışken dün sabaha karşı İran’a yönelik de saldırılar gerçekleştirdi. Düzenlenen saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami dahil üst düzey askeri yetkililer ile altı nükleer bilim insanı da katledildi, şehit edildi. Saldırılar İran açısından bir istihbarat zaafını ortaya koyarken, çevre ülkelerden Ürdün ve diğer bazı ülkelerin siyonistlere koruma kalkanı olmaları ise, işin en acı veren tarafı olsa gerek. israil tek başına hiçbir şeydir. israil; bazı işbirlikçi Arap ülkelerin direk veya dolaylı destekleriyle bu cürmünü devam ettiriyor. israilin arkasında ayrıca ABD, İngiltere ve Fransa ile birlikte diğer Avrupa ülkeleri var. israil, İran’a saldırırken kimi ülkelerin hava yollarını kullanıyor, ama sıra İran’ın misilleme yapmasına gelince bu ülkeler, daha dronlar ve füzeler israile varmadan havada imha ediyor. Dün İran’ın israile fırlatmış olduğu 100 kadar hava aracının havada imha edildiği belirtildi. Öte tarafta Mısır, Gazze’ye akan binlerce vicdanın öfkesini gözaltılar ve engellemelerle önlemeye çalışıyor. Demem o ki İran’ı, Gazze’yi sadece israil vurmuyor, bütün Batı ittifakı ve onlarla işbirlikçilikte ileri gidenlerin hepsi bir olmuş ve israilin işini kolaylaştırıyor. Şunu da ifade edelim ki kesinlikle sırada Türkiye de var. Siyonistler Türkiye’den hazzetmiyor ve eninde sonunda fırsat kollayarak içerdeki işbirlikçi hainleri de devreye sokarak saldırı safhasına geçecekleri çok uzak ihtimal değil. Onun için içteki MOSSAD ve diğer hainlerin tespiti için büyük bir çalışma başlatılmalıdır. Yarın çok geç olabilir. İran’ın bu kadar ağır darbe almasının sebebi, içteki istihbarat zaafiyetidir. Hava saldırılarıyla birlikte içteki ajanların devreye girdikleri ve içerden suikastler gerçekleştirdikleri belirtiliyor. İran’ın bundan sonraki süreçte içte bir örgüt gibi davranmaktan başka çaresi yoktur. Bütün devlet erkanı, örgüt hassasiyetiyle hareket edecek, elektronik aletler buna göre kullanılacak, toplantı vb. faaliyetler bu doğrultuda çok gizli yürütülecek. İçteki şebeke ve ağlar çökertilene kadar da bunu yapmaktan başka çareleri yoktur. israilin uzaktan yaptığı saldırılar, içteki destekle daha tahripkâr oluveriyor. Yoksa dışardan yapılan saldırıların ne petrol rafinerilerine ne de nükleer tesislere zarar vermediği açıklandı. Cinayetler içteki MOSSAD ajanlarının saldırılarıyla gerçekleşmiş gibi görünüyor ki israil de öyle diyor. Bir diğer konu da dikkat ederseniz, saldırılarda israile destek veren ülkelerin hepsi, saldırılardan sonra tarafları sağduyuya çağırmak gibi alaycı ve ikiyüzlü bir tutum sergiliyorlar. Her seferinde en önemli isimleri katlettikten sonra “itidal” çağrısı yaparlar. Sonuç olarak şunu diyebiliriz ki; bütün bu alçakça saldırılar, barbar siyonistlere ve işbirlikçilerine bir şey kazandırmayacak. Başta da belirttiğim gibi; bu saldırganlık ve kudurganlık, kötülere karşı öfke dalgasını yükseltecek ve nihayetinde boğulmalarını sağlayacaktır. Nihayetinde şunu da belirtelim: İran şimdiye kadar eğer edinememişse, bundan böyle nükleer silahı elde etmek için elden geleni yapacaktır. Bu onlar için artık kaçınılmaz bir gereklilik halini almıştır. Caydırıcı olmak için bunu yapmaktan başka seçenekleri de yok gibi…