Toprak ile Saksı

Toprak ile Saksı

Toprak mahzundu. Milyonlarca yıl kemale ermek için beklemiş yanmış, donmuş ve nihayet kıvama gelmişti. Canlı bütün mevcudatın ihtiyacını karşılayacak potansiyeli de bağrında taşıyordu. Üstelik dağınık halde yaşayan canlıların yer yurt edinmelerini sağlayıp onları evcilleştirmişti. Artık Dünya değişiyor diye düşündü. Değişen dünyayla beraber onun değerinin de düşürüldüğünü hissediyordu. Öyle ya artık neredeyse doğal bir şey kalmamış her şey doğal ortamından koparılıp suni yollarla yetiştiriliyordu. Hayvanlar yaşam alanlarından koparılıp insan denilen bir canlının kendileri için uygun gördüğü ve adına da “Hayvanat bahçesi” denilen ortamlara yerleştiriliyordu. Ama en çok acı veren ise daha fazla geniş alanlara ihtiyaç duyan “kanatlı” hayvanların daha dar ve adına kafes denilen yerlere konulmalarıydı. Acaba benim akıbetim ne olacak diye düşünmeye başlamıştı. Durdu biraz ben küçük bir kuş değilim ki alıp kafese koysunlar, ben toprak anayım diyerek rahatlamış ve yine uçsuz bucaksız renk armonileri sunacağım; canlıların bu muhteşem manzara karşısında çıkardıkları teşekkür seremonileriyle mutlu olacağım diye düşünmeye başlamıştı. Derken hayallerini yıkan bir gelişme oldu ve saksı denilen bir şey “her eve bir saksı” sloganıyla çıkageldi. Toprak merakla sordu: Sen kimsin ne istiyorsun? Saksı: Benim adım saksı buraya senden az biraz toprak almaya geldim diye cevap verdi. Toprak: Hayırdır benden biraz alıp ne yapacaksın? Saksı: Bitki yetiştireceğim. Toprak: Elbette alabilirsin ben de her yaratılan gibi isteyen herkese kendimden bir şeyler vermek zorundayım; lakin müsaade edersen bir iki şey söylemek istiyorum. Bir kere sen çok darsın, bitkilerin kök salması için elverişli değilsin. Üstelik bir tek bitkiden başka da yetiştiremezsin, oysa ben bütün canlıların istifade ettiği, beslendiği binlerce bitki yetiştiriyorum dedi. Bu durum toprağın canını sıksa da karşı koyamaz hesap soramazdı. Saksı istediğini elde etmenin mutluluğuyla giderken aldığı bir avuç toprak söylenmeye başladı. Neden toprakla bütünleşmek yerine bir parça aldın. Sen de biliyorsun ki bir bütünden elde edeceğin verimi benden alamazsın toprak bir bütün olarak içinde canlıların fayda göreceği milyonlarca organizma ve mineral barındırır. Ayrıca her bitkinin yetişeceği toprak çeşidi de farklılık arz etmekte. Her bitki her toprakta yetişmez. Kaldı ki sen bir tek bitki dışında yetiştiremezsin, senin yetiştirdiğin bitki kök salmayacağı için yeteri kadar beslenemez, beslenemediği için büyüyemez, büyüyemediği için çiçek açamaz, çiçek açamadığı için meyve de veremez. Dolayısıyla bitki yetişse bile tatsız, kokusuz olacak… İşte beşeri ideolojiler de böyledir, insanları anakaradan çıkarıp bir saksıda, tatsız, tuzsuz, kokusuz, bodur, gölgesi olmayan, kısacası kendine bakınca kendini bitki sanan; ama ne kendine ne de insanlığa hiçbir faydası olmayan, kimyasal ilaçlarla sürekli zehirlenen bireyler yetiştirmek… Zor olan ise onların doğal değil, suni bitkiler olduklarına ikna etmekti zira köklerinin toprakta olduğunu düşünüyorlar.

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir