Vicdanları uyandıran küresel intifada

Vicdanları uyandıran küresel intifada

Sefer bizden, Zafer Allah’tandır diyerek, yola çıkan bu kutlu kervan uyuyan tüm vicdanların uyanışına vesile olacaktır inşallah. Ah Gazze’m! Geceyi susturmuş bir sessizlik çökmüş üstüne. Ne sokak lambası yanıyor ne çocuk kahkahası duyuluyor. Toprağın altında binler, yeryüzünde kan ve enkaz. Ama işte, tam da bu karanlığın ortasında, bir şafak kıvılcımı kıtaları aşıyor: Küresel İntifada Yürüyüşü… Dünyanın dört bir yanından vicdan sahipleri, sessiz çığlıkları omuzlayarak yollara düştü. Paris’ten Kuala Lumpur’a, İstanbul’dan Cape Town’a… Denizi yürüyerek aşmak isteyenler var. Kara sınırlarında israil ablukasını delmeye çalışanlar… Bu yürüyüş sadece bir adım değil; bir başkaldırı, bir feryat, bir insanlık çağrısı. “Gazze’ye Gitmesek de Gazze Bize Geliyor” Artık hiçbir mazlum yalnız değil. Çünkü bu yürüyüş, bir milletin değil, insanlığın yürüyüşü. Gazze, Ortadoğu’nun yaralı coğrafyasına sıkışmış bir zulüm değil bu; dünyanın kalbine saplanmış vicdan bıçağı… Her bir adım, “Artık yeter!” diye haykırıyor. Her bir yürüyen, yıkılmış evlerin molozları arasında kalan çocukların gözlerine umut taşıyor. Gazze’ye selam duran bu yürüyüş, sadece Filistin’i değil, susturulan tüm halkları ayağa kaldırıyor. Bu bir ümmet uyanışı değil sadece, bu bir insanlık intifadası! Sessiz Kalan Her Ses, Bombadan Bir Parça Birleşmiş Milletler’in duvarları kalın, kulakları sağır… Uluslararası hukuk, çıkarın gölgesinde titrek bir mum misali sessiz ve melül… Ama işte o yollarda yürüyen kadınlar, yaşlılar, gençler… Onlar insanlığın dili oldu. Çünkü artık biliyoruz: Sessiz kalan her ses, atılan her bombanın suç ortağıdır. “Zira zulme rıza göstermek zulümdür” diyor rahmet Peygamberim (sav). Bugün yürüyenler sadece Müslümanlar değil. Zulme karşı onurunu kaybetmeyen herkes yürüyor. Omuz omuza, dil din fark etmeksizin… Kalplerin Kudüs’le attığı bu yürüyüşte, bir annenin gözyaşı başka bir coğrafyada dua oluyor. Bir çocuğun “Neden bizi öldürüyorlar?” sorusu, dünyanın dört bir yanında vicdanlara saplanıyor. Bu Yürüyüş, Tarihe Geçecek… Belki tankları durduramaz ama yalanları ifşa eder. Belki sınırları geçemez ama kalpleri fetheder. İşte bu yüzden, bu yürüyüş sadece bir eylem değil, bir dönüm noktasıdır. Bize düşen, bu yürüyüşte bir adım olabilmektir. Bir dua, bir boykot, bir paylaşım, bir destek… Çünkü zalimin korkusu top, tüfek değildir; hakikatin ayak sesleridir. O sesler şimdi şerha şerha büyüyor. Gazze için yola çıkanlar bize bir çağrı bırakıyor: “Ben yürüyorum, peki ya sen?” Ey Rabbim bu direniş ve dirilişi mazlumların kurtuluşu, zalimlerin sonu eyle (Amin)

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir